Girişimcilik Vakfı, Türkiye’de gençlere girişimciliğin ne olduğunu anlatıyor ve onları girişimci olmaya yönlendiriyor. Vakfın başkanı Sina Afra ile girişimcilik ve geri verme üzerine konuştuk.

Geçtiğimiz hafta Girişimcilik Vakfı olarak Give Back gala yemeği gerçekleştirdiniz, gecenin öneminden bahseder misiniz?

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz yemek bizim girişimciliği ve geri vermeyi ikinci kutlayışımızdı. Geçtiğimiz yıl ulaşımdan teknolojiye hatta uzay turizmine kadar pek çok alanda lider girişimlere imza atan Richard Branson'u ağırlamıştık. Bu yıl da Yossi Vardi bizimleydi, o da Israil'in en önemli girişimci ve yatırımcılarından. Dünyadaki web tabanlı ilk anlık mesajlaşma uygulaması olan ve AOL’e satılan ICQ,Vardi’nin en bilindik girişimlerinden. Gecenin geliri vakfa kalıyor. Başarılı girişimciler masa satın alarak hem misafirlerini davet ediyorlar hem de vakfımızın gençleri ile bir arada oluyorlar. 10 kişilik masalara ikişer öğrencimizi yerleştiriyoruz.

Geri vermenin öneminden bahseder misiniz?

Bir girişimci toplumdan aldıklarını geri vermeli diye düşünüyorum. Başarılarınızı da toplumdan alıyorsunuz.

Vakıf olarak hedeflerinizden bahseder misiniz?

Türkiye’de girişimciliğin ne olduğunu gençlere anlatmayı ve onları girişimci olmaya yönlendirmeyi önemsiyoruz. Ülkemizde ne kadar çok girişimci olursa bu o kadar gelişeceğimiz anlamına geliyor. Türkiye’de geri verme alışkanlığının eksik olduğunu düşünüyorum.

Bu geri verme felsefesini biraz açar mısınız?

Bir okul yaptırmak da güzel ama bu yöntemin daha işlevsel bir hale gelmesi gerekir diye düşünüyorum. Ülkemizde insanlar servetlerini bir sonraki kuşağa aktarırlar. Amerika'da örneğin Bill Gates mirasının büyük bir kısmını "The Giving Pledge”e bağışlıyor ve onunla topluma yararlı işlerde kullanılmasını sağlıyor. Belli başarıları elde edenler servetlerini toplum yararına bağışlamayı tercih ediyorlar. Biz de vakıf olarak bu geri verme kültürünü anlatmaya çalışıyoruz. Bu yalnızca maddi bir geri verme de değil, genç bir insanın ders vermesi de geri vermek.

Gençler arasında geri verme kültürü ile neler gözlemliyorsunuz?

Genç girişimciler sosyal start-up kurarak kazandırdıklarının bir kısmını yine başka kişilere vermeyi hedefliyorlar. Bunlar enteresan modeller.

Girişimcilik Vakfı’na senede kaç başvuru geliyor?

90 bin. Onların arasından 100 kişi seçerek onlara burs imkanı sağlıyoruz. Biraz hayatlarına dokunacak, değiştirecek etkiler yaratmaya çalışıyoruz. Gençleri yurt dışı gezilerine götürüyoruz, önemli girişimciler ile tanıştırıyoruz. Girişimciliği ve geri vermeyi anlatıyoruz. Bu davranışlar genç yaşta yerleşirse ileride başarıya ulaştıklarında geri vermeyi unutmayacaklar. Vakfımız herkese açık.
“Ülkemizde ne kadar çok girişimci olursa bu o kadar gelişeceğimiz anlamına geliyor”

Vakfın yola çıkış hikayesini anlatır mısınız?

2014'te şirketlerimi sattım ve ne yapsam diye düşündüm. Hayatımı kendime bir yat alıp devam ettirecek biri değilim. Geri verme ihtiyacını her zaman hisseden biriyim. Bu düşünceler ile Girişimcilik Vakfı'nı önde gelen girişimcilerin yardımı ile kurduk. Mütevelli heyetimizde çok güzel insanlar var.

Sizin girişimciliği kavrama süreciniz nasıl gelişti?

Ben 20 yaşındayken etrafımda kimse bana "Üniversiteyi bitirince girişimci ol' demedi. Okuyup bir işe girip oradan emekli olmamız bekleniyordu. Ben böyle bir dünyada büyüdüm. Girişimciliği ilk defa 35-36 yaşımda anladım. E-bay’da çalışıyordum orada bir Skype'ı satın alırken, Skype'ın kurucusunun yaptıkları beni çok etkiledi. Onun yaptıklarını ben yapmazdım, demek ki o girişimci diye düşündüm. Onu örnek aldım ve işimi bıraktım.

Sonra neler yaptınız?

Bugüne kadar 20 şirket kurdum, bunların 17'sini sattım. Altı değişik ülkede kurdum bu şirketleri.

Hepsi başarılı oldu mu?

Bu başarıyı nasıl tanımlayacağınızla alakalı ama bir başkası sizin şirketinizi satın alıyorsa ya da o şirket bugün de varsa başarılı sayılırsınız. Arada batanlar da oldu tabii.

Vakfa gelen başvurular nasıl değerlendiriliyor?

Vakfa gelen başvurular altı aşamalı bir süreçten geçerler. Hepsi kodlanmış dijital aşamalar, örneğin CV yükleniyor, CV değerlendirmesi otomatik yapılıyor. Belli bir puanın üzerinde ise ikinci aşama geliyor. Bir video çekip gönderiyorlar daha sonra kişilik testi yapılıyor. Daha sonra online mülakat son da yönetim kurulu ile mülakat yapılıyor Seçilen Öğrenciler Türkiye'nin en yüksek kesintisiz bursuna sahip oluyor ve burs 12 ay devam ediyor.

Vakıf olarak öğrenciler ile nasıl etkinlikler yapıyorsunuz?

Bu çocuklarımızı dünyada girişimciliğin konuşulduğu ya da uygulandığı yerlere gönderiyoruz. En yakınımızda Tel Aviv var. Silikon Vadisi'nden sonra en çok start-up'ın var olduğu yer. Türkiye'de 80 milyonda 2000 start-up var.

500 bin kişilik Tel Aviv'de 700 bin tane var. Kura çekerek başka öğrencileri Londra'ya, Münih'e konferanslara gönderiyoruz.

Silikon Vadisi'ne de gözlemlemeleri için gönderdiğimiz öğrencilerimiz var. Altı haftada bir onları Türkiye'den ya da yurt dışından bir girişimci ile bir araya getiriyoruz. Rusya'dan Hindistan'dan girişimciler geliyor. Hikayeleri her yönü ile girişimciliği anlatıyor. Amacımız girişimcilik ilhamı vermek.

Start-up'ların önemi nedir?

Amerika'da son 10 senede yaratılan tüm istihdam son 15 senede kurulan şirketler tarafından sağlanıyor. Büyük araba şirketleri kapanırken dijital gelişmeler ülkeleri kalkındırıyor. Gençlerin bu gelişmeleri görmesini istiyoruz.

Her sene üniversitelerde yaptığınız anketten bahseder misiniz?

Ankette üniversiteyi bitirince ne olacaksınız diye soruyoruz. Üç sene önce bu anketlerde yüzde beş girişimci olmak istiyordu, bu oran 13'e ulaştı. Biz bu rakamı yüzde 30'a ulaştırabilirsek Girişimcilik Vakfı girişimcilik yayma hedefine ulaşmıştır diyebilirim.(Petek Kırboğa/Alem)