Bir doktorun monitör üzerinden takip ettiği ve görüntüde sadece 0.01 saniyelik gecikmenin yaşandığı ameliyat tüm dünyada 5G ile ilgili olumlu düşünceleri artırdı.

Güney Kore, dünyada 5G’yi kullanmaya başlayan ilk ülke oldu. Birçok firma 5G destekli cihazlarını piyasaya sürdü. Ancak Avrupa'da İsviçre ve Belçika gibi ülkelerde 5G karşıtı yapılan kampanyalar, bu teknolojinin ülkede yasal olarak kullanılması ve yayılmasının önüne geçti.

Peki ama bazı ülkeler 5G'ye geçmek için sabırsızlanırken, neden diğerleri temkinli davranıyor?

Radyasyon riski, yüksek frekans ve baz istasyonlarının artışı

Özellikle Avrupa ülkeleri 5G teknolojisine radyasyon yaydığı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Konunun uzmanı bazı firmalar ve bilim insanları, 5G teknolojisinin yaydığı radyasyon miktarının insan sağlığı için tehlikeli boyutlarda olabileceğini söylüyor.

Beşinci nesil mobil ağ ya da kısa adıyla 5G (5th Generation), yüksek frekans ve yüksek bant genişliği kullanıyor. 10 Gbit hızda ve çok düşük gecikmeye sahip internet sağlayabilen 5G, 28 ila 100 GHz frenkanslarda çalışıyor. Bu da 5G'nin, 4G'den yaklaşık 1000 kat daha hızlı olması anlamına geliyor. Ancak bu tarzda yüksek veri transferi yapılabilmesi için 5G baz istasyonlarının 4G'ye oranla daha sık döşenmesi ve ortalama her 150 metrede bir güçlendirici antenlerle desteklenmesi gerekiyor.

5G şebekesinin yaydığı frekansların zararı hakkında rapor hazırlayan International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (ICNIRP), yüksek frekansa maruz kalmanın insan sağlığına ciddi etkileri olacağını savunuyor. 5G’nin yaydığı radyasyon miktarının incelenmesi için ortak bildiri yayınlayan 250 bilim insanı ise 5G ile birlikte insan ve hayvan sağlığının tehlikeye gireceğini savunuyor.

"Düşük radyasyon sağlığa zararlı değildir" varsayımı riskli

Helsinki Üniversitesi’nden moleküler biyoloji profesörü Dariusz Leszczynski 5G'nin sağlık açısından risklerini kimsenin tam olarak bilmediğini belirterek, "5G emisyonlu radyasyonun etkilerinin biyomedikal olarak araştırılmadı. 5G'nin güvenli olduğu görüşü, düşük seviyeli radyasyon sağlığa zararlı değildir varsayımına dayanıyor" diyor..

Almanya'da Aachen Üniversitesi Elektromanyetik Çevre Uyumluluğu Araştırma Merkezi, güçlü radyo frekans alanları ile kanser teşhisi konan fareler arasında açık bir bağlantı olduğunu gösteren bir rapor hazırladı. Buna göre, iki sene boyunca günde 9 saat elektromanyetik alana maruz bırakılan farelerin beyin, kalp ve sinir sistemlerinde değişimler yaşandığı ve hücre ölümlerinin arttığı görüldü.

Beyin tümörü vakarında yüzde 34 artış

İngiltere'de Kanser Araştırma Merkezi (CRUK) 90'lı yıllardan 2016'ya cep telefonu kullanımının yüzde 500 oranında arttığını, buna bağlı olarak beyin tümörü vakalarının da eskiye nazaran yüzde 34 oranında artış gösterdiğini açıkladı. Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi ise cep telefonlarını 2011'de "kansere yol açabilecek etken" olarak tanımlamıştı.

Tüm bunlara rağmen, elektromanyetik alanların insanlar üzerindeki sağlık etkilerini araştıran Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise, elektromanyetik alanlardan kaynaklanan önemli bir halk sağlığı riskinin ortaya çıkmadığını belirtiyor.

5G'den kaynaklı yüksek frekans ve radyasyonun zararlarının kesin olarak tespit edilebilmesi için yıllar sürebilecek bazı deneylerin yapılması şart. Bu sebeple birçok hükümet 5G teknolojisine altyapı olarak hazır olsa da, yasalarla bu teknolojinin gelmesini erteliyor.

5G'deki güvenlik açıkları

5G hakkındaki tehlike riski sadece sağlık alanıyla sınırlı değil. 5G'nin özelliklerini kapsamlı bir güvenlik analizinden geçiren ETH Zürih, Lorraine Üniversitesi ve Dundee Üniversitesi araştırma görevlileri, şu andaki hizmet kapasitesiyle pek çok güvenlik açığının bulunduğunu, bu durumun sayısız siber saldırıya yol açabileceğini belirtiyor.

Siber saldırı yapılabilecek kanal sayısı arttı

Avrupa Birliği'nin (AB) 9 Ekim 2019 tarihli 33 sayfalık raporunda, 5G ile ilgili güvenlik açığıyla ilgili olarak bu teknolojinin uygulanabilmesi için mobil ağlara olan bağımlılığın yüksek olduğu, bu sebeple de siber saldırı yapılabilecek kanalların arttığı ifade edildi. Rapora göre AB dışından gelecek özellikle devlet destekli siber saldırıların oldukça ciddi güvenlik sorunlarına yol açabileceği belirtiliyor.

5G altyapısı sağlayan firmalara bağımlılık yüksek

Listede yer alan 5G ile ilgili diğer büyük güvenlik açığı ise, bu teknolojinin altyapısını sağlayacak firmalara olan bağımlılığın fazla olması. Kısaca 5G ile depolanan verilerin korunması, bu altyapıyı hazırlayan firmaların ne kadar güvenilir olduğuyla alakalı. Bu durum da, korunan verilerin üçüncü firmalara bağlı olduğu anlamına geliyor.

5G altyapısını dünyada en çok sağlayan firmalar Çinli Huawei, ZTE, Nokia (Finlandiya), Ericsson (İsveç) ve bazı ABD'li şirketler olarak göze çarpıyor. ABD, tüm dünyada Huawei'e yaptığı baskıyı artırırken, Washington'un ekonomik yaptırımlarından çekinen AB ülkeleri şimdilik bu baskıyı ertelemeye çalışıyor. Ancak Huawei diğer firmalara göre 5G altyapısı konusunda uzak ara önde.

Farklı teknolojilerin çokluğu ve uyum sorunu

AB raporunda son olarak 5G teknolojisini oluşturan birçok etmenin bulunmasının, bu teknolojisinin uygulanmasında uyum sorununu da beraberinde getirdiğinin altı çiziliyor. 5G ağları için kritik öneme sahip IT uygulamalarının (aplikasyonlar), bu ağlarla ne derece randımanlı çalışacağı, geçiş noktalarında güvenlik açığı ortaya çıkarıp çıkarmayacağı bilinmiyor. AB ülkeleri bu sebeple 5G'ye olabildiğinde temkinli yaklaşıyor.

AB dışında tüm dünyada 5G altyapısı zayıf birçok ülke, kullanacağı cihazları ve yazılımları ithal etmek zorunda kalacak. Türkiye'de bu kapsamda Savunma Sanayii Başkanlığı, ASELSAN ve çok sayıda yerli firmanın katkılarıyla yerli baz istasyonu ULAK'ı geliştirdi. Türkiye bu gelişmeyle birlikte 5G baz istasyonunu kendi üretebilen 5 ülkeden biri haline geldi. ULAK baz istasyonları Türkiye'de halihazırda 500'ü aşkın noktada aktif olarak kullanılıyor.

Çin'in 5G ile küresel güç olmasına engel olmak için, ABD Huawei'ye baskı uyguluyor iddiası
Dünyadaki operatörlerin çalışmalarını incelediğimizde 5G teknolojisinde Çinli Huawei firmasının altyapısının yoğun bir şekilde kullanılacağını görüyoruz.

Huawei, 5G mobil şebekesinde dünyanın en büyük tedarikçisi konumuna geldi. Ancak Huawei’in bu büyümesi ile ilgili farklı komplo teorileri ortaya atılıyor. Bunlardan en dikkat çekeni ise Pekin hükümetinin tüm dünyayı dinlemek istemesi ve bu sebeple Huawei’e büyük yatırımlar yapması.

"The End of Cheap China" (Ucuz Çin'in Sonu) ve The End of Copycat China (Taklitçi Çin'in Sonu) gibi kitapların yazarı China Market Research Group Genel Müdürü Shaun Rein, bu teoriden yola çıkarak Çin ile ABD arasında son dönemde yaşanan ticaret savaşlarının başka bir boyutu olduğunu söylüyor.

ABD'nin Çin'in büyümesini durdurmak istediğini öne süren Shaun, "Bu yüzden Huawei'nin peşindeler çünkü kim 5G'yi, telefonu ve interneti kontrol ederse küresel güç olacak. Çin ve ABD arasındaki gerilimden endişe ediyorum çünkü bu sadece ticarette değil askeri alanda da tansiyonun yükselmesine neden olabilir." diyor.