Dördüncü Sanayi Devrimi’ni başarmanın en önemli koşulu eğitim. Fatih Çil, ülkemizin bu devrimi başarması noktasında misyon yüklenen Türk iş dünyasının en başarılı isimlerinden Zeynep Dereli ile Endüstri 4.0 çerçevesinde dünya ve Türkiye’de bir ilk olan yeni girişimi TİNK’i, hedef ve amaçlarını konuştu.

“Endüstri 4.0 ile dünya çok hızlı değişiyor. 2030’da Mars’a seyahatin başlayacağı öngörülüyor. Bu arka planda kendimize, ‘dünya nereye gidiyor, böyle bir dünyada evlatlarımızı nasıl yetiştiriyor olmamız lazım. Teknolojiyi eğitimin bir parçası haline nasıl getirebiliriz’ sorularını sorduk ve oradan yola çıktık” diyerek sözlerine başlayan Teknoloji ve İnsan Kolejleri Ceo’su Zeynep Dereli şöyle devam etti:

“Teknoloji bir sonuç değil bir araç çünkü. Bu aracı eğitimde nasıl verimli kullanabilirsiniz? Kullanırken neler öğretmelisiniz, gelecekte öğrencileriniz nelere ihtiyaç duyacak? Eğitim, fütüristik bir iş, geleceği öngörmeniz lazım. Bugün eğitim alan kişi,30-40 sene sonra hala iş hayatında olacak. Dolayısıyla o devirdeki ana temel ihtiyaçlar neler olacak, onun üstüne kendini nasıl geliştirebilir bireyler, bunlara baktık. ‘Türkiye’de olmayan bir şey yapalım. Uygulaması çok yoğun, akademik olarak da iddialı bir okul modeli geliştirelim; içeriğini, müfredatını her şeyini biz yapalım, akademisyenlerle çalışalım’ dedik. TİNK böyle ortaya çıktı.”

“GİRİŞİMCİLİK KONUSUNU ÇOK ÖNEMSİYORUZ”

Zeynep Dereli konuyu detaylandırmayı şöyle sürdürdü: “Endüstri 4.0 çok önemli bir dönüm noktası. Bunun farkına varan ve eğitimini buna göre değiştirecek ülkeler için çok önemli bir dönüm noktası. Çünkü bu devrim diğer endüstriyel devrimler gibi değil. Yapay zekâyı ilk bulan olmak zorunda değilsiniz başarılı olmak için. Yapay zekâyı işletme modelinde nasıl kullanacağını bilen bireyler yetiştirirseniz o zaman herkesin önüne geçebilirsiniz. Elbette ülkemizden de mucitler çıkacak, bizim okulumuzun mezunlarının da mucitlerin içinde olacağını öngörüyoruz ama bu devrimin kendine has özelliklerinden yararlanıp mezunlarımız için minimumda yapmak istediğimiz şey, bütün bu teknolojinin ne olduğunu bilip, bunu günlük hayatlarında, işletmelerinde, çalışacakları firmalarda da uygulayabilmeleri. Mesela ileride dron operatörü olmayacak. Dronlar, algoritmalarla idare edilecek ama siz dronları, satış kanalınızda nasıl kullanırsınız, nasıl organize edersiniz, bunlardan elde edeceğiniz büyük veriyi ne yapıp da satış kanalı için ekstra kara dönüştürebilirsiniz. Bunları düşünen insanlar yetiştireceğiz.”

4.Sanayi Devrimi’nin en önemli bileşenlerinden girişimcilik noktasına da dikkat çeken Dereli şunları kaydetti: “Girişimcilik konusunu çok önemsiyoruz. Biz yüksek puanla, fen ve matematiğe yatkınlığı olan öğrencileri tercih ediyoruz. Ama insan, aslında 21.yy yeterliliklerinin odak noktası ve bundan sonra makinelerden çok insani kabiliyetler önem kazacak. Teknoloji ve insan dememizin sebebi bu.  21. yy yetkinliklerini açtığınızda işin içine sosyal kabiliyetler giriyor. Bunlar arasında sohbet edebilme, kendini ifade edebilme, okuduğunu anlayabilme, toplum içinde konuşma ve takım oyunu gibi konular var. Bunları en kolay uygulayabileceğiniz, gerçek hayata çevirebileceğiniz şey girişimcilik. O yüzden de 9.sınıfta öğrencilerimiz,  uluslararası bir vakıf olan “Genç Başarı Vakfı”  ile beraber tasarladığımız program kapsamında 10’ar kişilik sanal şirketler kuracaklar, o kurdukları şirketler üzeriden Ar-Ge çalışmaları yapacaklar. Bunu nerede yapacaklar derseniz, bizim okullarımızın her birinde diğer okullardan farklı olarak 1200 metrekare laboratuar var. Nerdeyse bir fabrikaya yakın büyüklükte olan bu laboratuarlarda fikri gerçeğe çevirme ve uygulama imkânlarımız olacak. Öğrencilerimiz fikirlerini, 3D printerlerle sisteme alıp, CNC tezgâhlarında işleyip bir sürü şey yapılabilecek. Girişimcilikte öğrencilerimizin, ortaya fikirler çıkarmasını, bu fikirleri de gerçeğe çevirip bir ürün haline getirebilecekleri bir süreç yaşamasını istiyoruz. Bunu yaparken de en önemli farklarımızdan biri kurumsal firmalarla olan partnerliklerimiz. Türkiye’nin ve dünyanın önce gelen firmalarıyla, örneğin Microsoft, Google, Intel, Zorlu Holding, Arkas Holding, Kibar Holding, Yemeksepeti ve TEB gibi birbirinden değerli şirketler ile işbirlikleri oluşturduk. Buralardaki değerli yöneticiler öğrencilerimize mentorluk yapacaklar. Öğrencilerimiz diyelim ki bankacılık sektöründe fikirlerini geliştirmek istiyorlar, bu sektörden mentorları olacak. Web’den satış kanallarından bir şey yapacaklarsa bu mentor Yemeksepeti’nden gelecek mesela. Daha öncede dediğim gibi biz başarılamayan şeyleri başaracağımıza olan inancımızdan yola çıktık ve diğer okullara da bu noktada örnek olmak istiyoruz. Bunun önünü açabilmek istiyoruz. Herkes bizim peşimizden gelsin, bilgimizi, know how’ımızı paylaşalım, hep beraber kazanalım, ülkemiz için başaralım istiyoruz.”

“BU DEVRİMİ KAÇIRMAYALIM”

“İnsanları seven ve farkındalık sahibi gençler yetiştireceğiz” diyerek insani odaklılık konusuna dikkat çeken TİNK CEO’su Dereli eğitimin eğlenceli hale getirilmesinin gereğine vurgu yaparak şöyle devam etti: “ Çünkü insanları birlikte kalkındıramazsak teknoloji çok sıkıcı olacak. Ben de bir anneyim iki tane evladım var. Onların yaşayacağı dünyayı yaşanılabilir, keyif alınabilir bir dünya olarak görmek istiyorum. Ülkemi çok seviyorum. Daha ileriye gitmesini istiyorum . Bu devrimi kaçırmayalım, dünyada olmasa bile en azından bölgede lider olalım, istiyorum. Zira liderlik ederken sadece insan gücüyle değil, yetkin insan gücüyle liderlik edebilmeliyiz. Bu bölgede gerçekten devlet kültürü olan, tarih boyunca yaşanan değişiklilere kolay adapte olabilen, adaptasyon kabiliyeti çok yüksek olan bir toplumuz biz. Yani bu devre çok uygunuz. Bu devrimin çevresinde, etrafında teknolojik alt yapı olarak algoritmik düşünce yapısı temelinde matematik var olabilir ancak bunlardan kimsenin korkmasına gerek yok. Biliyoruz ki herkes her şeyi öğrenebilir. Bu bir niyet değil kanıtlanmış bir gerçek çünkü. Sadece ne kadar vakit ayırdığınız ile alakalı. Yeter ki öğrenmenin keyifli kılındığı bir ortam yaratabilelim. Öğrenmek hiç sıkıcı bir şey değil aslında çok eğlenceli.  Biz bunu eğlenceli hale getireceğiz. Çocuklarımıza bakarsanız herkes bilgisayar oyunu oynamaya bayılıyor. Ama hatırlarsanız dönemin ABD Başkanı Obama söyle demişti: “Bilgisayar oyunu oynamayın, oyunu yazmayı öğrenin. Onun kodunu siz yazın.”  Oynayabileceğiniz bir şeyi kendinizin tasarlaması ne kadar büyük bir keyif değil mi? Bizim öğrencilerimiz 10’ncu sınıfta yapacakları projede sıfırdan kendi mobil telefonlarını yapacaklar. O seneki ödevleri o olacak. 3D yazıcıdan o telefonun tuş hanesini, üstüne elektronik devresini ve yazılımını da yapacaklar. Yapabilirler. Belki  yaptıkları çok şık bir şey olmayacak ama cep telefonunun nasıl bir şey olduğunu anlamaları, onun arkasındaki teknolojiyi, ar-ge’yi düşünmeleri çok çok önemli.”

“ENDÜSTRİ 4.0 ÜLKE VE KADININ İŞ GÜCÜNE KATILIMI BAZINDA BİR DÖNÜM NOKTASI”

4. Sanayi Devrimi’nin başarılmasında kadının yeri ve işgücüne katılmasının önemi noktasında da düşüncelerini paylaşan Teknoloji ve İnsan Kolejleri Ceo’su Zeynep Dereli sözlerini şöyle tamamladı:

“Dünyadaki büyük düşünürler eğer doğru kurgulanabilirse 4.sanayi devriminin kadının iş gücüne katılımına çok büyük destek olabileceğini söylüyor. Nasıl? Yeni dünyada bundan sonra esnek iş olacak. İnsanların ofise gelmelerine çok da gerek kalmayacak. Kadınları iş hayatından alıkoyan en önemli 2 sebepten biri çocuk ve ailedeki yaşlıların bakımı. Türkiye’de toplumsal olarak bu görevler yavaş yavaş değişmekle birlikte kadına yıkılmış durumda. Bu durumu, toplumsal boyutta değiştirmek daha çok vakit alabilecekken bu devrimle, kadının çocuğuna bakarken part time web sitesi dizaynı üzerinden veya kodlama yaparak para kazanmasının önü açılıyor. Bu çok önemli bir fayda bence. Bir kadın girişimci olarak ben kadın erkek eşitliğine çok dikkat ediyorum. Kadının iş hayatına katılımın çok çok önemli olduğunu, bunun aile birliğinin bozulması ile birlikte gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklar ve aile mutluluğu bizim toplumsal yapı taşlarımız arasında. Hiç bir zaman iş daha önemli değil. Aileniz çok önemli. Orada mutlu olursanız gerçek hayatta daha mutlu olursunuz. İşte teknoloji bu eğitimi kadınlarımıza da verirse o zaman kadınların iş gücüne katılımını çok ciddi bir şekilde artıracak. Bir sürü şeyi evden çözebileceksiniz. Bu sadece kadınlar için değil erkekler içinde böyle. Bu yüzden Endüstri 4.0 ülke ve kadının iş gücüne katılımı bazında bir dönüm noktası ve bunu doğru yakalayan ülkeler şaha kalkacak. Yakalayamayan, gerisinde kalanlar diğerleri tarafından yönetilmeye mahkûm kalacaklar. Bir daha o arayı asla kapatamayacaklar.”