Instagram'da sosyetenin zengin çocukları görgüsüzlük yaparak varlıklarının fotoğraflarını paylaşıyorlar. Hürriyet yazarı Anlatanadam konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:

Mutlaka denk gelmişsinizdir. Instagram’ın kendisinde değilse de online gazetelerin ana sayfalarında. Tıklanma garantili, izleyicide haset duygusunu tetikleyen, nazardan korkmayan milyarder bebelerinin resimlerinden bahsediyorum.
Olmazsa olmazları var. Öncelikle özel uçak gerekiyor. Hem dışında, hem de içinde resim çekinmek lazım. Bir dış çekimse, uçağın yanına bir-iki tane de spor araba yerleştirmek işin şanından. Uçağın içindeyse çekim, spor kıyafetler, ‘ben özel uçak olayını iplemiyorum’ tavırları, tercihan uyurken çekilmiş parti yorgunluğu anları falan kullanılıyor.

Bolca şampanya şişesi, elde dört-beş adet Ferrari, Bentley, Lamborghini anahtarı, bagajı hediyeyle dolu Porsche, balyayla nakit para kadrajda olacak. Mevsim ne olursa olsun apartman gibi yatta partileme, jet ski, fit vücutlar, Hermes çantalar, apartman dairesi değerinde saatler illa ki gösterilecek. Mümkünse arabanın üstünde ayakta durulacak, ya da kaputa uzanılacak.
Arap şeyhlerinin çocuklarınınsa yanında ya aslan, ya kaplan, ya da çita zorunlu. Yoksa kulübe almıyorlar sanırım.

Elbette Boğaz manzaralı villaların havuzlarında çekilmiş Türk çocukların da resimleri var. Ama bizimkilerde aslan, kaplan yok. Ya aslan bizde yasak, ya da bizim bebeler vahşi hayvanattan tırsıyor.
*
‘Bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler’ diye başlayınca kendimi cilalı taş devrine iteliyorum, farkındayım. Ama bu bahsettiğim zaman dilimi o kadar geniş bir dönem ki, neredeyse 1990 öncesi doğan herkesi kapsıyor. Sahip olma, sürekli yenisini alma, başkalarının sahip olduklarıyla ilgilenme, var olanı gösterme amacıyla yaşayan bir nesil geliyor. Allah’tan memleketimizde Batı’nın sadece kötü yanlarını almıyoruz da(!), bizdeki etkileri henüz tam anlamıyla görülmüyor.
*
İnternet üzerinden cinsel içerikli yayın yaparak kendini göstermeye çalışan ergenlerin, geçmiş on seneye oranla on binlere katlandığını söylüyor geçen seyrettiğim bir belgesel. Bu görüntülerin daha sonra hayatlarını ne şekilde olumsuz etkileyeceğini düşünmeden; odalarında, anlık bir para karşılığı beklemeden, kendi istekleriyle çektikleri görüntüleri online olarak paylaşıyorlar. Bu son ‘online’ neslin sebep - sonuç ilişkisini eski nesillere göre daha az kavrayabildiğini anlatıyor belgeseldeki davranış bilimciler. Amatör çekimlerin gözetleme duygusunu beslemesiyle, dünya genelinde oldukça sapkın bir izleyici kitlesi oluşuyor. Hem de bu kitlenin yaş ortalaması çok yüksek!
2016 rakamlarıyla, bu tür ev videolarının internet izlenmesinin Netflix, Twitter ve Amazon gibi dev platformların toplam(!) izlenmesinden fazla olduğu ölçülmüş.
*
Paradan, arabadan, aslandan, çitadan bahsederken nerelere geldik demeyin. Eline kaplan yavrusu alıp Bugatti’nin tepesine tüneyen oğlan çocuğu neyse, kapısı yukarı doğru açılan spor arabadan, elinde on tane alışveriş çantasıyla inme pozu veren kız neyse, odasında gizli saklı soyunup internete koyan genç de o. Herkes sahip olduğunu gösteriyor!
*
Doğu ve Ortadoğu kültürlerinde sahip olduklarını başkalarının burnuna tutmak ayıp sayılır. Fakat süper hızla parayı bulan ya da paranın topraktan çıktığı ülkelerde, eldekini başkasının gözüne sokma ihtiyacı hisseden yeni nesil milli kültür falan dinlemiyor. Çin’deki yeni milyarderlerin bebeleri, Dubai’nin, Abu Dabi’nin petrol zengini çocukları bu yeni akımın önde gelen neferlerinden.
Amerika’nın ve Avrupa’nın dünyaya üfürdüğü tüketim çılgınlığı, ‘hep daha iyisi ve her zaman en yenisi’ anlayışı, global ekonomiyi güçlü ve ayakta tutuyor ama insan davranışını, daha önce hiç olmadığı kadar, olumsuz etkiliyor.
*
‘Bende uçak, araba, çanta yoksa; ben de bir yerlerimi açar gösteririm’ trend dalgasının bizim memleketi de vurması an meselesidir.
Çocuk daha on yaşındayken telefonun en yenisini, en iyisini eline verirsen, giyemeyeceği kadar çok kıyafeti en baba markalardan alıp gardırobuna dizersen, her istediğinde her istediğini alırsan, yokluğun ne demek olduğunu hiç hissettirmezsen; sen de bu sistemin bir parçası olan bir birey yetiştiriyorsun demektir. Bize doğru gelen bu tsunaminin bir damlasısın.

Hiç bir kuşak kendinden sonra gelen kuşağı onaylamıyor, biliyorum. Sümerler’in bile bir tablette gençliğin ne kadar bozulduğunu anlattığı rivayet edilir. Dünya nüfusu milyonlarla ölçülürken, her yer börtü böcekken, gençlerde ne sorun bulmuşlar bilemiyorum. Ama önümüzdeki 40-50 yıl içerisinde insan neslinin yok olma senaryoları ortada.
Ben o zamanları göremem. Vallaha sizin için söylüyorum gençler. Ne özel uçak kurtarır adamı, ne nette aldığın bilmem kaç beğeni. Biraz kafaya yatırım yapmak lazım, ilerde lazım olacak!