Uzay ve yıldız gözlemleri yapan Türk Astronomi Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Küçük, kentlerin yol, cadde, sokak ve park aydınlatmalarında kullanılan yanlış armatürlerin, bilimsel gözlemleri zora soktuğunu ve ciddi enerji kaybına neden olduğunu söyledi. Türkiye'de şehirlerin çarpık kentleşme sorunu yaşadığına değinen Başkan Küçük, ülkelerin ışık kirliliğinin farkına vararak önlem aldığını ifade etti.

'GÖZLEM EVİ IŞIKLAR ALTINDA KALMAYA BAŞLADI'

Küçük, "Biz bu işe astronomiyi gözlemlemek adına bakıyoruz. Hem sağlık açısından hem de gökyüzünü görebilme açısından farklı boyutları vardır. Biz buna ışık kirliliği diyoruz. Bütün dünya bunun farkına varabildiği için önlemler alıyor. Şehirlerimiz büyüyor. Örnek verecek olursak Kayserimiz de 1,5 milyon nüfusa ulaştı. Dolayısıyla çarpık kentleşme bu sorunu tetikliyor. 20 yıl önce Antalya'da bulunan TUBİTAK Gözlem evi ışıklar altında olmaya başladı. Gözlem evleri 2 bin 500 metrelere kurulur. Bunun nedeni de şehir ışıklarından kaçmak amaçlıdır. Bu ışıklar artık gözlem evlerimizi tehdit eder hale geldi. 50 kilometredeki bir alanın ışıklardan arındırılması gerekiyor. Dünya'nın gözbebeği olan Şili, ellerinde gökyüzünü korumak adına yasaları var. 58 bin metrekarelik alanı sit alanı olarak ilan ettiler. NASA'nın da teleskopları buradadır" dedi.

'ROL OYNAYACAK KURUM BELEDİYELERDİR'

Başkan Küçük, gökyüzünü aydınlatan ışıkların ileride yapılacak olan bilimsel çalışmaları da tehdit edebileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "Türkiye'de de bırakın şehrin içerisindeki ışıkları, bahsedilen mevkilerde bile gökyüzünü göremez hale geliyoruz. Bu ileride yapılacak olan bilimsel çalışmaları da tehdit eder hale geliyor. Burada rol oynayacak kısımlar belediyelerdir. Belediyelerin burada dikkatini çekmek istiyoruz çünkü yanlış şehir aydınlatmaları var. Hem gökyüzünün parlaklığını arttırmak yönünde kullanılıyor hem de maddi boyutları var. Örnek olarak Ankara için yapılan bir çalışmada yılda 3 milyon TL'lik bir zarar tespiti anlamına geliyor. Yapılacak olan ise basit, mevcut aydınlatmalara şapkalar konulacaktır. Doğru aydınlatma sağlanacak. Her yeri aydınlatmak yerine istenilen bölgeyi aydınlatmak söz konusu olacaktır."

'GÖKYÜZÜNE HARCANAN IŞIK İLE 3 MİLYON TL ZARAR EDİLİYOR'

Türkiye'nin ışık kirliliğine karşı önlem aldığı zaman ekonomiye olumlu yansımaların olabileceğini aktaran Prof. Dr. Küçük, şunları söyledi:

"Sağlık alanında da etkileri var. İnsan vücudu gece 10.00'dan sabah 03.00'a kadar hormonlar üretiyor. Dolayısıyla karanlık ortamda olması gerekiyor. Bu önlemlerin ekonomiye de katkıları olacaktır. Örneğin hayvanlar yön bulmakta zorlanıyor. Dolunay olduğu vakitte dolunayı takip ederler. Şimdi siz şehri aydan daha parlak bir hale getiriyorsunuz. Hayvanlar nereye gideceklerini şaşırıyorlar. Lamba yandığı zaman etrafında dolanıyorlar. Biz bu yasa tasarısını Türk Astronomi Derneği olarak yeniden ele aldık. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank'a da bu durumu ilettik. Onlardan aldığımız cesaretle bir aşama kaydetmeyi düşünüyoruz. İnsanlar gözünün önünün aydınlatılmasını ister. Biz gökyüzüne bu ışığı harcayarak 3 milyon TL zarar ediyoruz."

'GECENİN KARANLIĞINI IŞIK HIZIYLA KAYBEDİYORUZ'

Küçük, gökyüzünü aydınlatmanın kimseye bir faydası olmadığının altını çizerek, "Gece kulüplerinin olduğu, lazer ışıklarının olduğu mekânlar muazzam bir görüntü oluşturabilir ama insan sağlığını gerçekten tehdit ediyor. Gökyüzünü aydınlatmanın bir anlamı veya faydası yok. Biz buna ışık kirliliği diyoruz. Gecenin karanlığını ışık hızıyla kaybediyoruz. Bunun farkında olmamız lazım. Gençlerimiz ve çocuklarımız gökyüzünün farkında bile değiller. Biz para harcayıp aldığımız teleskoplarla gökyüzünü ve yıldızları göremezsek biz uzay ajansları ile nasıl yarışacağız? Dünyanın farklı noktalarında karanlık gökyüzü parkları vardır. Biz belediyelerle ortak çalışarak halkımıza kazandırabiliriz" diye konuştu.