Vodafone Türkiye'nin düzenlediği Dijital Dönüşüm Zirvesi, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
 
Vodafone Türkiye CEO'su Gökhan Öğüt'ün ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, ING Bank Türkiye Genel Müdürü Pınar Abay, Doğan TV Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin yanı sıra iş dünyasından birçok isim katıldı.



ING Bank Türkiye Genel Müdürü Pınar Abay, katıldığı panelde bir konuşma yaptı. Abay, dijitalleşmenin Türkiye'deki bankacılık sektörüne etkilerini anlatırken "Türk insanı dijital teknolojiye ve mobil hayata çok hızlı ayak uyduruyor. Dünyada teknoloji bu kadar çok hızlı ilerlerken, bankacılık sektörü olarak dijital teknolojiyi kendimize bir tehdit değil, aslında çok büyük bir avantaj olarak görmeliyiz. Üniversiteden mezun olmuş yirmili yaşlarda bir genç, ödeme sistemleri üzerine bir şirket kurarak bankalara kafa tutabiliyor. Bankalar olarak bunu yadsımamamız gerekiyor. " dedi. 
 
BİZ ASLINDA SADECE BANKACILIK LİSANSI OLAN BİR TEKNOLOJİ ŞİRKETİYİZ
Panelde yaptığı konuşmada dijital dönüşüme vurgu yapan Abay, “Türkiye'ye baktığımızda nüfusun büyük bir oranının genç olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin en büyük avantajı bu genç nüfusu. Türkiye, bu genç nüfusu sayesinde inanılmaz derecede hızlı bir şekilde teknolojiye adapte olabiliyor. Tabiki böyle bir ülkede bankacılık yaparken, teknolojiye çok hızlı ayak uyduran ve dijitalleşen bu genç nüfusun karşısında geleneksel bildiğimiz alışıla gelmiş bankacılık yapamayız dedik. Ve bu nedenle de ING Bank olarak kendimize böyle bir vizyon koyduk. Yani biz gerçekten de kendi içimizde şu iki cümleyi tekrarlıyoruz:
"Aslında insanların bankacılara ihtiyacı yok, bankacılığa ihtiyacı var."
“Biz aslında sadece bankacılık lisansı olan bir teknoloji şirketiyiz.”



Bu iki kavram bizim banka olarak stratejimizde çok önemli. Neden önemli çünkü; artık biz bankalar olarak sadece bankalarla rekabet etmiyoruz. Bugün silikon Vadisi'ne baktığımızda sadece mobil ödemeler konusunda çalışan bir çok şirket var. Bu şirketler çok hızlı bir şekilde büyüyor ve önümüzdeki dönemde gerek Türkiye'de gerekse dünyada bankalara tehdit oluşturabilecek çok başarılı girişimler olarak karşımıza çıkıyorlar. Gelişen teknolojiyle beraber, üniversiteden mezun olmuş yirmili yaşlarda bir genç, ödeme sistemleri üzerine bir şirket kurarak bankalara kafa tutabiliyor. Bir tarafta böyle gelişen, böyle dijitalleşen çok başarılı startup'lar var ümidim bizimde böyle milyarlarca dolara ulaşan girişimleri ortaya çıkarmamız. Dolayısıyla bankalar olarak bunu yadsımamamız gerekiyor” dedi.
 
İNSANLARIN BANKACILARA İHTİYACI YOK ‘BANKACILIĞA’ İHTİYACI VAR
Pınar Abay konuşmasının devamında, “İnsanların artık bankacılığa ihtiyacı var. Aslında Bankacılığın zahmetli, maliyetli ve zaman harcayan iş yapış şekillerine ihtiyacı yok. Dolayısıyla bizimde bankacılar olarak yaptığımız işleri, müşterilerimizin yararına olacak şekilde çok kolaylaştırmalıyız. Düşününki siz internette, sosyal medyada tek bir tuşa basarak istediğiniz işlemi yapabiliyorsunuz ama bir bankaya gittiğinizde sırada beklemeniz ve evrak imzalamanız gerekiyor. Dolayısıyla dijital dünyanın yarattığı yüksek beklentinin; bir klikle iş yapabilmenin bankacılıkta da olması lazım.

"İnsanlar çok çabuk geri bildirim yapabiliyorlar"
 
Eskiden müşterilerimiz şikayetlerini çok değişik şikayet kanallarına dilekçeler faks çekerek yapabiliyorlardı ve günlerce cevap beklemek zorundaydı. Bugüne baktığımızda Twitter'da, bu şikayetini anlık şikayetini dile getirebiliyor. Hatta müşterilerimiz direk bana Twitter'dan mesaj atarak şurada ATM'niz arızalı, şu çalışanınızdan memnun değilim, şu şubenizde çok sıra bekledim gibi şikayetlerini dile getirebiliyor. Aslında müşterilerimiz bunu yaparken bizimde ona aynı hızda cevap vermemizi bekliyor.
 
Bütün bunların özetinde aslında şöyle bir gerçek var. Bizim bugün geleneksel gördüğümüz iş yapış şeklimizle, önümüzdeki beş yılda bankacılık yapamayız. Bu nedenle de aslında çok ciddi yatırım yapıyoruz.
 
Sektörün gerçekleri bunu gözardı etmememiz gerektiğini gösteriyor. Bugün Türkiye'de nüfusun yüzde 14 mobil bankacılık kullanıcısı var. 2013'te 5.5 milyon olan kullanıcı 2014'te 11 milyona çıktı. 2013'te dijital bankacılıkta gerçekleşen finans işlem hacminin yaklaşık yüzde 4'ü mobilden gerçekleşmişti, bir yıl sonra bu rakam katlanarak yüzde 8'e çıktı. Yine 2013'te 88 milyar TL sadece mobil bankacılıktan işlem hacmi gerçekleşti. 2014'te bu rakam 218 milyar TL'ye yükseldi. Yani bu çevremizde teknolojide gördüğümüz hızlı değişimi bankacılık rakamlarında da görebiliyoruz. Ve Türkiye'de aslında şöyle bir özellik var. Dünyada birçok ülkede önce internet bankacılığı olarak başladı, sonra mobile geçti. Türkiye'de ise direk olarak mobile geçti. Dolayısıyla bizimde çok çabuk bir şekilde uyumlu teknolojiye adapte olmamız gerekiyor. Aslında burada bizim çok büyük bir avantajımız var. ING olarak 40 tane ülkede bankacılık yapıyoruz. Türkiye bu ülkeler arasında teknolojiye daha çabuk adapte oluyor ve daha çabuk teknoloji üretebiliyor. “


 
TÜRKLER MOBİLİ AVRUPALILARDAN DAHA ÇOK KULLANIYOR
Abay, mobil üzerine yaptıkları dikkat çekici araştırmaya vurgu yaparak, “Geçtiğimiz 2015'in ilk çeyreğinde 15 tane ülkede mobille ilgili bir araştırma yaptık. Türkiye mobil ve dijital teknoloji kullanımında avrupanın önünde yer alıyor. Türkiye'de kullanıcılar avrupaya göre çok daha fazla mobil cihazlar üzerinden alışveriş yapıyor. Bu oran avrupada yüzde 58 Türkiye'de ise yüzde 84. Dolayısıyla Türk insanı şunu diyor "benim için en yakın dükkan cep telefonudur". Bankacılar olarak Türk insanının mobil cihaz kullanımını gözardı edemeyiz.
 
Nakit kullanımına baktığımızda Türkiye, dijital üzerinden ödeme gerçekleştirme ve daha az nakit kullanarak burada da bütün Avrupa ülkelerini geride bırakıyor. Müşteriler diyor ki ben eskiden nakit kullanırken, artık dijital ve mobil üzerinden ödeme sitemlerini kullanıyorum. Yine bu oran avrupa yüzde 50 iken Türkiye'de yüzde 68.
 
Araştırma yaptığımız ülkelere, dijital cüzdan ve bitcoin gibi sanal paralara açık mısınız diye sorduğumuzda, evet diyenlerin oranı yüzde 28. Bu soruyu Türk müşterilerimize sorduğumuzda yüzde 45'i bu uygulamalara açık olduğunu, kabul edebileceğini belirtiyor. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. Türkiye demek ki mobil ve dijital bankacılıkta avrupadan daha çabuk adapte olarak, büyük bir potansiyel taşıyor.