Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin, Avrupa Komisyonu Siber Suçlar Komisyonuna taraf olduğunu belirterek, "Komisyon, siber ortam için bir metin hazırlayacak ve herkes bu metne uyacak. Ayrı ayrı kanunlar olmayacak. Bu metin sosyal medyanın, internetin, siber suçların, siber ortamın anayasası olacak" dedi.
Yıldırım, AA muhabirine, kullanımı gittikçe yaygınlaşan sosyal medyaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hayatın bir gerçeği haline gelen sosyal medyanın yaygın kullanımından mutluluk duyduklarını dile getiren Yıldırım, bu alanda yapılan yatırımlarla Türkiye'nin Afrika ülkeleri seviyesinden Avrupa'nın ilk 10 ülkesi arasına girdiğini anlattı. Yıldırım, bugün dünya nüfusunun yarısından fazlasında internet erişimi olmadığını, Türkiye'de nüfusun yüzde 80'inin internet kullandığını kaydetti.

"İNTERNET AYARINI KAÇIRINCA ZEHİRLİYOR"

Yıldırım, Türkiye'nin sosyal medya kullanımında dünyada ilk 5 ülke arasında yer aldığını ifade ederek, "İnternet, çaya çorbaya limon gibi. Çok faydalı bir şey ama ayarını kaçırdığınız zaman ilaca benziyor, tedavi edecekken zehirliyor" dedi.

İnternetin zararlı etkilerine dikkati çeken ve bu konuda toplumu korumak istediklerini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
"Biz diyoruz ki 'sosyal medya sorunsuz medya değildir', gerçek hayatta ne suçsa, sanal dünyada da aynı şeyler suçtur. Vatandaşlarımızın bunu bilmesi lazım. Kimse, 'ben yazarım bir şey, çekilirim kenara' demesin. O tuşa elinizi attığınız zaman, kaybolmuyor, iz bırakıyor. Önünde sonunda o gelir sizi bulur. O yüzden dikkatli olacağız, kimsenin hakkına, hukukuna tecavüz etmeden, suç teşkil edecek paylaşımlar yapmadan, sosyal medyayı olabildiğince geniş kullanalım ama başkalarına zarar vermeyelim."
Uluslararası alanda sosyal medya veya internet üzerinden işlenen suçlara yönelik mutabakat ya da herkesi bağlayan hukuki bir metin olmadığını dile getiren Yıldırım, her ülkenin kendine has uygulamalar geliştirdiğini bildirdi. Yıldırım, kimi ülkelerin interneti toptan yasakladığını, kimi ülkelerin ise yasalarını güncelleyerek iletişim özgürlüğüne zarar vermeden tedbir aldığını anlattı.

SAKINCALI İÇERİKLER İÇİN BİLDİRİM YAPILIYOR

Türkiye'nin hukuk içinde kalmak suretiyle bir takım suçların önlenmesi, mağduriyetlerin giderilmesi adına hareket eden, bu konudaki tehlikenin en önce farkına varan 10 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Yıldırım, "İnternet üzerinden işlenen katalog suçlara yönelik bir kanunumuz var. Bu kanun kapsamında geçen yıl itibarıyla özellikle pornografi, fuhuş, çocukların zararlı içerikten korunması adına Twitter’a bildirilen 592 sakıncalı içerikten 413'ü, Facebook'a bildirilen 417 içerikten 113'ü, Youtube'a bildirilen 297 içerikten 115'i çıkarılmadı. Performans olarak en iyisi Facebook" diye konuştu.
Mahkeme kararlarına uymayan ve sakıncalı içerikleri sitelerinden kaldırmayan sosyal paylaşım sitelerine para cezası vermeye başladıklarını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde faaliyet yapan kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına titizlikle riayet etmesi lazım. 'Beğenmedim, uygulamıyorum' deme şansı yok. Kanun, hükümranlığı gösterir, egemenliğin göstergesidir. Ancak internet, küresel bir olay olduğu için sadece bir ülkeyi ilgilendirmiyor. Bizde suç olan ABD'de suç olmayabiliyor veya ABD'de suç olan bizde suç olmayabiliyor. Mücadelenin zorluğu buradan geliyor. Onun için bizim tezimiz, 'uluslararası, herkesi bağlayan hukuk metni üretelim, herkes o sınırlar içinde hareket etsin.' Bunun kavgası, mücadelesi devam ediyor ama henüz istediğimiz noktaya gelmedik."
Yıldırım, Türkiye'nin Avrupa Komisyonu Siber Suçlar Komisyonu'na taraf olduğuna dikkati çekerek, sosyal medya, internet, siber suçlar için her ülkenin ayrı ayrı kanun yapmayacağını, bir metin üzerinde anlaşılacağını dile getirdi. Komisyona taraf ülkelerin, uzlaşılan metine uyacağını belirten Yıldırım, "Bu metin sosyal medyanın, internetin, siber suçların, siber ortamın anayasası olacak. Herkes oraya bakacak, ona göre bu suçtur, değildir, şu işlem yapılsın, bu işlem yapılmasın diye karar alacak" dedi.