Yıllardır konuşulan ve teorik olarak tartışılan birçok yeni teknoloji ürün ve servisi artık hem bireylerin hem de kurumların yaşantısına hızla girmeye başladı. Sosyal ağlar, giyilebilir teknolojiler, daha akıllı ürünler, nesnelerin interneti ve değişen iletişim altyapısı yalnızca bireylerin yaşam tarzlarını değiştirmekle kalmıyor aynı zamanda kurumların varlıklarını sürdürebilmeleri için de kendilerini değiştirmelerini zorunlu kılıyor. 2013 yılındaki bu değişimleri değerlendiren Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş şöyle konuştu: “2013 kritik teknolojilerin daha fazla fiiliyata geçtiği bir yıl olarak geçti. Özellikle makinalar arası iletişim gibi ileriye dönük teknolojilerin artık gerçek yaşamda karşılıkları var. Google’un son satın alması ile birlikte artık şu bir gerçek ki, gelecek çok daha fazla birbirleri ile haberleşen ve etkileşim içerisinde olan cihazlarla dolu olacak.”
Küresel ekonomideki değişimlerin, teknoloji gelişimini de etkileyeceğini söyleyen Ulutaş, gelişmiş ülkelere dönük sermaye akışının bu değişimi tetikleyeceğini belirterek şu açıklamada bulundu: “Global ekonomide çok ciddi bir dönüşüm noktasından geçiyoruz. FED’in kararlarının da etkisi ile birlikte artık küresel sermaye gelişmekte olan ülkelerden çıkıp tekrar gelişmiş ülkelere ve dolayısıyla buradaki yatırımlara akıyor olacak. Bu da teknolojiyi daha fazla kullanan ve geliştiren pazarlarda, fonlama bulamayan, teknolojiyi geliştirmek için yatırımcı arayan birçok şirketin işlerini hızlandıracak. Bu dönemde özellikle SaaS çözümlerinin çok daha gelişmesi ve büyümesi beklenebilir. Bu fonlama ile birlikte daha fazla teknolojik gelişim, satın almalar ve yenilikler bekleyebiliriz.”
 
Dijital inovasyon
 
Kurumların var olabilmeleri için de kurum kültürlerini, iş yapış şekillerini ve hatta ürünlerini yeni dijital çağa uydurmaları gerektiğini belirten Ulutaş, “Artık şirketler dijital servislere çok daha fazla önem vermek zorundalar. Şirketlerin ürettiği çözümlerin dijital yansımaları ve entegrasyonunun artması gerekecek.” dedi.  Ulutaş sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl bunun ilk örneklerini bolca gördük. Özellikle giyilebilir teknoloji alanında, ayakkabı üreticilerinden moda markalarına kadar hepsi ürünlerinin yeni nesil dijital dünya ile uyumu üzerine denemeler yaptı; kol bantları, adım/nabız ölçerler, akıllı aksesuarlar ürettiler. 2014’te şirketler hem bu tarz ürünler geliştirme hem de bu yeni mecraları kullanarak müşterilerine ulaşma yolunda çalışma yapmak zorundalar. Şu anda şirketlerin bu dijtial stratejilerini tam olarak oturtamadıklarını görüyoruz. Dijital pazarlama ve ürün geliştirme bu güne kadar IT’nin bir fonksiyonu idi. Şimdi ise ‘Dijital Mükemmelik Merkezi’ departmanlarının kurulması gündemde. Özellikle telekom ve finans sektörlerinde bu departmanların hızlı bir şekilde oluşturulup, teknoloji dünyası ile kurumun hizmetlerinin nasıl bir araya getirilmesi gerektiği tartışılacak.”
 
Artan veri trafiği dönüşüm getirecek
 
İletişim dünyasının da köklü bir değişim içerisinde olduğunu belirten Ulutaş, artık yeni servisler sunamayan, yalnızca data ve ses taşıyan kurumların gelecekte var olamayacağını vurguladı.
Ulutaş, operatörlerin hızlı bir dönüşüm geçireceklerini belirterek, kurumlara ve bireylere daha geniş çerçevede hizmet veren teknoloji operatörlerine dönüşeceklerini belirtti. Ulutaş artan veri trafiğine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:  “Artık çok daha kesin ki, üretilen veri miktarı hızlı bir şekilde büyüyor. Burada en büyük sorun ise Telekom operatörlerinin artık bu artan veri miktarını taşımak için aldıkları ücret, altyapı maliyetlerini karşılamaya yetmiyor. Yeni geliştirilen tüm teknolojiler veri trafiğini artırırken, fiyata kurulu rekabet yüzünden iletişim şirketlerinin bu veriyi taşımaktan elde edecekleri gelir çok daraldı. Telekom operatörlerinin bu dar alandan kurtulmaları, daha fazla ve çeşitli servis yaratıp, birer Teknoloji Operatörüne dönüşmeleri gerekecek. Operatörler aynı zamanda SaaS markaları ve ürünleri ile organik bağlantılar kurup, onları tüketiciye ulaştırırken daha fazla güvenlik ve kolay ulaşılabilirlik sunacaklar. Günümüzde şimdiden buna benzer örnekleri görmeye başladık. Özellikle Kore gibi ülkelerde, hem kurumlara hem de bireylere tek bir noktadan tüm hizmetleri veren ve teknoloji operatörü haline gelen iletişim şirketlerini görebiliyoruz.”
Dünya Gazetesi