İngiliz dijital ekonomisinin son yıllarda sergilediği çıkışın Brexit sonrasında hız kesmemesi için profesyonel iş gücüne ihtiyaç duyan yetkililer, küresel pazarlara erişmek isteyen bilişim profesyonellerini Londra başta olmak üzere İngiltere’de iş yapmaya davet ediyor. İngiltere teknoloji sektörü, Avrupa'da ön plana çıkmaya devam ederken Brexit, İngiltere’yi daha büyük düşünmeye zorluyor. Bu nedenle İngiltere'nin sınırlarının ötesine bakması ve performansını gerçekten uluslararası ölçekte değerlendirmesi önem arz ediyor.

Yatırımcılar için kaygan bir zemin olmayan İngiltere'de, finansal piyasalara yönelik yasal düzenlemeler kendi içinde tutarlı bir bütün oluşturuyor. Londra merkezli hukuk bürosu Radcliffes LeBrasseur'un vergi uzmanlarından Tülin Kıranoğlu Hamit, Brexit sürüncemesinde olan ülkedeki iş hukuku sistemini ve vergi avantajlarını teknoloji olsun-olmasın şirketler için şöyle yorumluyor: "İngiltere, finansal piyasaların ve ticaretin gelişimini öncelik sıralamasında ilk sıraya koydu. Yasal sistem bu önceliğe uygun kurulmuş durumda. Örneğin, İngiltere’de şirket kurulmasına yönelik bütün bürokratik aşamalar ortadan kaldırıldı. Çevrimiçi olarak bir gün içinde şirket kurulması mümkün. Genel olarak (istisnalar olmakla birlikte) herhangi bir sermaye koyma zorunluluğu da bulunmuyor. Diğer bir deyişle, şirket sermayesi olarak 1 sterlin bile seçilebilir -ki bu da prensip olarak şirketin alacaklılarına karşı şirket sahiplerinin sorumluluğunu önemli ölçüde sınırlıyor."

Teknoloji şirketlerine Ar-Ge indirimi

İngiltere’de küçük, orta ve büyük ölçekli teknoloji şirketlerinin Ar-Ge masraflarını indirmesine yönelik vergi kanunlarında detaylı düzenlemeler mevcut. Küçük şirketler %230 oranında harcamalarını şirketin gelirinden indirme hakkına sahipler. Örneğin 40 bin sterlin civarında bir harcama yapılmış ise bu yapılan harcama karşılığında kurumlar vergisi matrahından 92.000 sterlinlik bir indirim yapılması söz konusu. Ayrıca vergi mahsubu da belli şartlar halinde mümkün.
Tülin Kıranoğlu Hamit, bu vergi istisnalarının şartları ve sıkı düzenlemelere tabi olduğunu belirterek ekliyor: "Yalnızca dikkatli bir vergi planlaması ile bu istisnalardan yararlanılarak vergi ödemeleri ciddi oranda azaltılabilir. Önemli olan, İngiltere’deki planların mutlaka konunun uzmanı ile gözden geçirilmesidir. Potansiyel bir yatırımcının İngiltere’deki başarısının yarısı ticari hayattaki atılımlarla, diğer yarısı ise etrafındaki uzman kadro ile şekillenecektir."

"Brexit, Türk yatırımcıları açısından avantaja dönüşebilir"

Brexit’in piyasada yarattığı negatif izlenimlerin Türk yatırımcıları açısından bir avantaja dönüşüp dönüşmeyeceğiyle ilgili ise şu sözleri kaydediyor: “Elbette bir hukukçu olarak finansal bir tavsiyede bulunmam mümkün değil ancak Türk yatırımcı müvekkillerimize bu konuda daha geniş düşünmelerini ve piyasa araştırması yapmalarını öneririm. İngiltere, dünyanın en önemli ikinci finans merkezi ve Brexit olsa da olmasa da bu böyle devam edecektir. Olası tereddütleri önlemek açısından hukuki geleneklerin uzantısı olarak İngiliz hükümeti bu konuda tüm düzenlemeleri yaparak gerekli avantajların öne çıkmasını sağlayacaktır."

İngiltere’nin ticari merkez olma pozisyonunu güçlendiren bir diğer önemli neden, şirket kurmak için hissedarların herhangi bir yatırım vizesine başvurma zorunluluğunun bulunmaması. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, söz konusu yatırımcıların İngiltere sınırları içerisinde gösterecekleri faaliyetler bakımından göçmenlik hukuku ve iş hukukundan kaynaklı kısıtlamalara uygun hareket etmesidir. Örneğin, yatırım vizesi olmayan gerçek kişiler İngiltere’de bulundukları süre içerisinde herhangi bir şekilde kamuya/müşterilerine doğrudan bir hizmet sunumu ya da mal satışı yapamazlar. Bulundukları hukuki pozisyon gereği sadece İngiltere’de bulunan ofislerini ziyaret edip, çalışanları ile toplantı yapabilirler; fakat müşterileri ile bir araya gelip kendi hizmet alanlarını doğrudan veya dolaylı olarak anlatmaları mümkün değil.

"Dolayısıyla söz konusu yatırımcıların, İngiltere'ye girişlerindeki gümrük veya pasaport kontrol noktalarında, kendilerine sorulacak sorulara verecekleri cevaplara ilişkin göçmenlik ve İngiliz hukuk sistemi hakkında, uzman avukatlardan önceden bilgi almaları kritik önem taşıyor. Eğer kişiler bu kısıtlamaları aşmak isterler ise İngiltere’de yerleşik bir müdür/yönetici seçmeleri daha uygun bir çözüm olacaktır. Bu yolu tercih edecek şirketlerin daha sonra ortaya çıkacak uyuşmazlıkları önlemek açısından müdür olarak atayacakları kişinin haklarını ve yetkilerini şirket esas sözleşmesi ya da ortaklık sözleşmesi ile belirlemesi ve bu sözleşmelerin konusunda uzman bir avukat tarafından çok dikkatlice hazırlanması son derece önemli" diyen Kıranoğlu Hamit, son 5 yılda İngiltere piyasasını daha cazip hale getirmek için özellikle vergilerde düzenleme yapıldığına dikkati çekiyor.

Kurumlar Vergisi oranı kademeli olarak yüzde 21’den 17% indirildi. Bu oran yıllara dağıtılmış olup, 2019 yılı açısından kurumlar vergisi oranı %19'ken iki yıl sonra 17% olacak. Genel bir kural olarak, İngiltere’de vergi mükellefi olmayan şahıslara yapılan kâr payı ödemeleri üzerinden stopaj kesintisi yapılmıyor. Dolayısıyla elde edilen kâr üzerinden kurumlar vergisi ödendikten sonra İngiltere'de herhangi bir kişisel gelir vergisi ödenmeksizin kâr payının Türkiye’ye ya da bir başka ülkeye nakledilmesi mümkün. Ancak bu genel kuralın elbette ki istisnaları var ve en önemli istisna, gayrimenkul şirketleri ile alakalı yapılan düzenlemeler.

Diğer bir örnek, değer artış kazançlarından ödenecek vergilerle ilgili. Eğer şahıs, İngiltere’de vergi mükellefi değil ve İngiltere’deki şirketinde sahip olduğu hisselerini satarsa, herhangi bir değer artış kazanç vergisi ödemesi de gerekmiyor. İngiltere’de vergi mükellefi olunması halinde Entrepreneur’s Relief (Girişimci İstisnası) adı verilen bir istisna kapsamında sadece 10% vergi ödeniyor.

Brexit, vergi avantajlarını etkileyecek mi?

Brexit, İngiliz medya ve hukuk sisteminin şu an en sıcak başlığı. Brexit’in yukarıda bahsedilen avantajları etkileyip etkilemeyeceği en çok sorulan sorular arasında. Bahsedilen vergi avantajları ya da ticaret hukuku kapsamında sağlanan avantajların İngiltere’nin iç hukuku olduğuna işaret eden Kıranoğlu Hamit, Brexit olsa da olmasa da bu alanlarda herhangi bir değişiklik olmayacağını belirtiyor ve ekliyor: "Kanaatimce, Brexit’in en çok etki göstereceği alan gümrük vergisi sistemidir. Zira, herhangi bir uzlaşma sağlanmadan Avrupa Birliği’nden ayrılma da kanımca söz konusu olmayacaktır."