Başbakan Tayyip Erdoğan, amaçlarının 2023 yılı içinde elektrik üretimi içinde yenilenebilir enerji payının en az yüzde 30 olmasını sağlamak olduğunu belirtti. Erdoğan “Artık ülkemiz sadece Türk girişimci ve yatırımcılar için değil, yabancılar için bile cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Kaynaklarımız genç, yaşlı ayrımı yapmadan parlak fikri olan tüm girişimcilerimizin önüne serdik. Üniversitelerde teknoloji transfer ofislerinin kurulması yönündeki çalışmalarımızı yoğunlaştırdık” dedi. 

HEDEF MEDİKAL BİOTEKNOLOJİ

Toplantının gündeminin Ulusal Yenilik Sistemi ve medikal biyoteknoloji olduğunu dile getiren Erdoğan şöyle devam etti: “Geleceği şekillendirecek en kilit alanlardan biri olan medikal biyoteknoloji alanında kamu, özel sektör ve üniversiteler bünyesinde atmamız gereken adımları masaya yatıracağız. Bunun yanın sıra Ar-Ge konusundaki çalışmaları değerlendireceğiz. Günümüzde biyoteknoloji ürünleri sadece sağlıkta değil bütün alanlarda önemli hale geldi. Hedefimiz biyoteknolojik ve biyobenzer ürünler başta olmak üzere daha yüksek katma değerli ilaçlar üreten rekabetçi bir yapıya kavuşturmaktır. Sağlık hizmetlerinde kendi önceliklerimiz ve hassasiyetlerimize uygun olarak biyoteknoloji odaklı adımları gerçekleştirme hedefiyle hareket ediyoruz. Bilim ve teknoloji alanında bu treni kaçırmaya asla niyetimiz yok.” 

12 YIL ÖNCEKİ TÜRKİYE DEĞİLİZ

Erdoğan Türkiye olarak 12 yıl öncesinin Türkiyesi olunmadığını kaydederek “Birçok alanda olduğu gibi bilim teknoloji ve yenilik alanında tarihi atılım içindeyiz. Son yıllarda yaşanan o sıçramayla ülkemiz 2000 yılında 3.4 milyar TL olan ARGE harcamasını 2012 yılında 13 milyar TL’nin üzerine çıkardı. Yeterli mi? Yeterli değil. daha da artması lazım? Bilim, teknoloji ve yenilik atılımlarımızın en önemli sonuçlarından biri de özel sektörün bu alandaki çalışmaları önem arz etmeye başladı” dedi. 
Erdoğan şöyle devam etti: 

BİR TÜRKİYE MODELİ VAR

“Bugün artık uluslararası arenada bilim ve teknoloji alanında da Bir Türkiye modelinden söz ediliyor. Bu gelişmeleri bu hızı kesintisiz şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Şimdi atacağımız adımlar bu bakımdan önem arz ediyor. Motivasyonumuzu, hızımızı kaybetmeden hedeflerimize kilitlenerek el birliğiyle hareket etmemiz gerekiyor. Gelişmiş ülkelere göre orta halli olan durumumuzu bir üst lige taşımazsak, o zaman gerilememiz kaçınılmazdır. Bunun yolu da AR-GE ve eğitime önem vermekten geçiyor. Artık yarıştığımız kulvarı değiştirmemizin zamanı gelmiştir. Genç ve dinamik nüfusuyla tüm dünyada bilimin, kalkınmanın öncüsü olabilecek bir ülke potansiyeli taşımamız en büyük avantajımızdır. 
Birlik ve beraberlik içinde kararlılıkla çalışmalarımızı devam ettirmeli, AR-GE ve yenilik alanlarında atacağımız sağlam adımlarla Türkiye’nin büyüme hikayesini yazmayı sürdürmeliyiz. 2023 hedeflerimize doğru ilerlerken 2053’ü, 2071’i planlamayı ihmal etmiyoruz. Böyle bir perspektifimiz olmadan günlük olayların, anlık gelişmelerin önünde sürüklenerek hedeflerimize ulaşamayız. Bizim bu ülke ve millet için çok büyük hayallerimiz hedeflerimiz var. Önümüzdeki dönem çok daha büyük başarılar elde ettiğimiz bir dönem olacak.”