15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişimi sırasında darbeci askerlerin hedefleri arasında Türk Telekom'un Ankara ve İstanbul'daki binaları da bulunuyordu. Askerlerin saldırıları sonunda çalışanları kelepçelenen, binası helikopterden açılan ateşe maruz kalan şirketin bir çalışanı da şehit olmuştu. Türk Telekom CEO'su Rami Aslan, o gece yaşadıklarını Hürriyet'ten Ahmet Can'a anlattı. İşte o haber:

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başarısız darbe girişimi gecesi iletişim operatörleri için de zordu. Özellikle de Türk Telekom için. Şirketin Ankara’da Ulus, İstanbul’da Acıbadem ve Ümraniye binasına saldıran teröristler, çalışanları kelepçeledi. Helikopterle ateş açtı. Şirketin bir çalışanı şehit düştü. Sonrasında ise şirketin üst düzey yöneticileri gözaltına alındı. Uzun zamandan beri sessizliğini koruyan Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, yaşanan bu zor geceyi ve sonrasını ilk kez anlattı. 15 Temmuz gecesi yurtdışında olduğunu ve ilk bilgiyi alır almaz Türkiye’ye döndüğünü anlatan Aslan, “Duyar duymaz, acil durum ekibi kurduk. En yüksek alarm düzeyine geçtik. Teknoloji kritik bir birim olduğu için orada bir acil durum takımı oluşturduk. Bu ekip, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile irtibat halinde çalıştı. Kararları daha çabuk alabilmek için dakika dakika iletişimde kaldık. Genelkurmay, Akıncılar ve Eskişehir Hava Üssü gibi kalkışmaya katılan askeri yerlerin bağlantı noktası devre dışı bıraktık. Darbe destekçilerinin olduğu yerlerde iletişimi kestik. Darbe girişimcilerinin nerde olduğunu BTK ve Bakanlık yetkililerinden bilgi alarak gerçekleştirdik. Nerede kesmek, nerede destek olmak çok önemliydi. Güvenlik güçlerinin ihtiyaç duydukları noktalarda veri hızı artırıldı” dedi.

UZAKTAN KONTROL

İletişim trafiğinin yüzde 80’inin Türk Telekom altyapısı üzerinden geçtiğini söyleyen Aslan, bu yüzden üzerlerinde çok büyük sorumluluk olduğunu belirtti. Sistemlere erişebilen az sayıda yetkilinin uzaktan kontrol sistemiyle çalışarak iletişimi ayakta tuttuğunu söyleyen Aslan, “Bazı çalışanlarımızın sistem başında olması gerekiyordu. Sadece uzaktan sistemlere erişerek çalışabilmek mümkündü. Altyapımızın güvenlik için olan tasarımı sayesinde uzaktan sistemlere erişerek çalışabildik. Darbe destekçisi olan teröristler olduğu için çalışanların risk almaması gerekiyordu. Böylelikle Türkiye’deki tüm bölgelerde 1 saniye dahi olsun iletişimde bir aksaklık olmadı. İyi bir iş çıkardık. Türk Telekom’un darbe girişiminin başarısız olmasındaki rolü çok büyük” şeklinde konuştu.

GELECEK DAHA PARLAK

Darbe girişiminin Türk halkının birlik beraberliği için çok önemli bir aşama olduğunu söyleyen Aslan şunları söyledi: “Türk insanının demokrasiyi koruma adına ne kadar kararlı olduğu bir kez daha görüldü. Türkiye, bu dönemden daha güçlü çıktı. Geleceği daha parlak. Yabancı yatırımcılarla da bunu konuşuyoruz. Türkiye’nin temelleri daha güçlü olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin geleceğine daha fazla güvenmeleri gerektiğini söylüyoruz. Endişelerini ortadan kaldırmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.” Aslan, 3 yılda yapma sözü verdikleri 10 milyar liralık yatırımdan da dönüş olmadığına dikkat çekti.

‘ORTAYA ÇIKIP, ŞÖYLE YAPTIK DEMEDİK’

DARBE girişiminden sonraki ilk 48 saat ve sonrasında çok meşgul olduklarını söyleyen Aslan, şunları söyledi: “Ticari bir fayda elde etmeye çalışmadık. Ortaya çıkıp, biz bunu şöyle yaptık, böyle yaptık demek için doğru zaman olmadığını da düşündük. Önemli olan burada herşeyi doğru yapıp, Türkiye için çok kritik olan dönemde üzerimize düşen operasyonu yerine getirmekti. Bu işlerle meşgul olmayı tercih ettik.”

‘AKDEMİR VE ŞAHİN AYRILMAK İSTEDİ’

ASLAN, darbe girişimi sonrası Türk Telekom Bireysel İş Birimi CEO’su Erkan Akdemir ve Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin’in gözaltına alınması ve serbest bırakıldıktan sonra görevden ayrılma kararı hakkında bilgi verdi. Aslan, “Erkan Bey ve Coşkun Bey, bir süreçten geçtiler. Biz adalet sürecine çok güveniyoruz. 18 gün gözaltı süreleri devam etti ve sonunda serbest kaldılar. Bu süreç onlar için zor oldu. Serbest kalmalarının ardından kendileri şirketten ayrılmak istediklerini ifade ettiler. Biz de bu isteklerini saygı duymak zorunda kaldık. Karşılıklı anlaşarak, istifalarını kabul ettik. Bir an evvel bu sürecin etkilerini atlatmalarını diliyorum” diye konuştu.

BAŞBAKANLIK İLE YÜRÜTÜYORUZ

ŞİRKETİN kurulduğu bu yana çok çeşitli badireler atlattığını söyleyen Aslan şunları ifade etti: “Bu badireleri atlatarak yola devam etmek zorundayız. İnsanlardan bağımsız olarak, vizyonumuz ve Türkiye’nin dijitalleşmesi doğrultusunda yolumuza devam etmek zorundayız. FETÖ’cülerin gözaltına alınması, sadece Türk Telekom’a özgü değil, hatta telekomünikasyon sektörüne özgü değil. Bu maalesef Türkiye’nin sorunu. Biz buradaki çalışmaları, BTK, Bakanlık ve Başbakanlık ile koordinasyon halinde yürütüyoruz. İşe alım ve işten çıkarma süreçlerimiz herhangi bir risk taşımayacak şekilde koordine etmek için organize oluyoruz. 290 kişinin iş akdini feshettik. Rakamsal olarak büyük görünebilir. Ancak 35 bin çalışanı olan şirkete oransal olarak baktığımızda bu rakam aslında realiteden ibaret. Dolayısı ile normal olduğunu söyleyebilirim. Çalışanlarımızdan yanlış yapan biri varsa onları karşılığını vermekten başka yapacak bir şey yok”

FİBER PANİK YATIRIMI YAPILIYOR

TURKCELL, Türksat, Vodafone ve Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin (Telkoder) kurmaya hazırlandığı Ortak Altyapı Şirketi (OAŞ) hakkında sorularımızı yanıtlayan Aslan, “Geçtiğimiz yıl fiber altyapıda yatırım yapmayanların panik yaptığını söylemiştim. Bu panikten sonra yatırım yapmaya başladılar. Son 10 yılda yapılan tüm yatırımların yüzde 52’sini yaptık. Daha küçük operatörlerin bir araya gelip, yatırım yapması iyi bir şey. Rekabet sağlıklıdır. Bizim modelimizi görüp yatırım niyetlerini ortaya koymaları iyi bir gelişme. Türkiye’nin menfaatine olacak yeni yatırımlar yapmaya da hazırız” şeklinde konuştu.