İnternet servis sağlayıcınızın taahhüt ettiği bağlantı hızına erişemiyor musunuz? Bu hız belirli hizmetlerde çalışıyor, belirli hizmetlerde tabir caizse "bağlantı sürünüyor" mu? Tekil bir kullanıcı olarak maalesef şikayet etmek dışında pek yapabileceğimiz bir şey yok. Ancak internet servis sağlayıcıların, mobil operatörleri, içerik dağıtım ağları, kamu kurumları değişimi yaratabilirler. Nasıl mı?

Öncelikle internetin nasıl çalıştığını anlamakta fayda var. İster bilgisayarda, ister telefonda, isterse bir buzdolabında olsun, bir web tarayıcıya internet adresini yazdığınızda önce servis sağlayıcınıza ve alan adı sunucusuna, daha sonra buradan belirlenen IP adresi üzerinden ulaşmak istediğiniz adrese doğru bir yolculuk başlar. Bu, hedefe göre değişiklik gösterecek çok noktalı bir yolculuktur. Tabii servis sağlayıcınızın üzerindeki bir sayfaya bağlanmıyorsanız...

HER DURAK BİZİ YAVAŞLATIYOR

Bu yolculuktaki her nokta, POP adını taşırken, belirli süreler alarak, sayfanın ya da ulaşmak istediğiniz hizmetin size teslimini geciktirir. Yani, ne kadar çok nokta, o kadar çok bekleme...

Burada şunu kesinleştirmek gerekiyor, internet bağlantısı olarak satın aldığımız hız aslında servis sağlayıcı ile bağlantımızın tepe noktasını temsil ediyor. 16 Mbit/sn hızında bir bağlantı aldığınızda, servis sağlayıcınıza bu hızda bağlantı kurabilirsiniz anlamına geliyor. İnternet ise, her hizmet ve içerik farklı bir noktada tutulduğundan, hızı duruma göre değişen bir muamma olarak kalıyor. Bunu değiştirmenin bir yolu olduğundan bahsetmiştik, burada iş aslında ağırlıklı olarak servis sağlayıcılara düşüyor.

İnternet değişim noktası adı verilen yapılar ise bu noktaları azaltmak başta olmak üzere, birçok faydalı hizmet sunabiliyorlar. Operatörleri, içerik dağıtım ağlarını, kamu kurumlarını bir araya getirerek ara ya da direkt bağlantı sağlayan bu yapılar, hem yurt içi hem de yurt dışı bağlantı ve hizmet kalitesini artırabilir. 

ÖZEL ŞİRKETLERİN DE KAMUNUN DA FAYDASINA...

İş kamuya ya da özel şirketlere geldiğinde ise devreye hızın yanı sıra güvenlik de giriyor. Farklı servis sağlayıcıların altyapılarını yedekli olarak kullanarak kesintisiz bir hizmet sunmak mümkün. Ayrıca her operatörden gelen kullanıcı, bu şekilde kendi operatöründeki bağlantıyı kullanarak var olan en hızlı şekilde bağlanabilir.  Benzer şekilde kapalı ağlar da oluşturmak için İDN'ler önem taşıyor.

Bu yazıyı, Frankfurt'ta DE-CIX tarafından düzenlenen bir basın toplantısında, şirketinTürkiye Bölge Direktörü Bülent Şen ve diğer yetkililerin sunumları ve fikir alışverişi sonrasında yazdım.

PARLAK POTANSİYELİMİZİ KULLANABİLİYOR MUYUZ?

Türkiye'nin birçok konuda olduğu gibi bölgesel bir merkez olma konusunda potansiyelinin altını çizen DE-CIX yetkilileri, dünyanın en büyük internet değişim noktası olan Frankfurt'ta bu toplantıyı düzenlerken, internet değişim merkezinden ziyade internet değişim platformu olduklarını ve internet üzerindeki her tür hizmeti desteklemeye hazır olduklarının altını çizdiler.

Türkiye, belki şirketin en hızlı büyüyen noktası değil, ancak geçtiğimiz sene %289 ile İstanbul kapasitesini ciddi oranda artırmış durumda. Burada 57 Gbit/sn'yi aşan bir trafik DE-CIX üzerinden geçiyor. 

Şirket, Türkiye'deki sistemiyle son dönemin önemli tartışmalarından olan ve birçok ülkenin, Avrupa Birliği'nin de yaptığı gibi verilerin ülkede kalması konusunda da hassasiyete sahip.  Orta Doğu, Kafkasya, İran ve Türkiye için eşleştirme (peering) ve birbirine bağlanma noktası olan merkez, şu anda bu işi yapan tek kurum. Benim için işin özeti şu: Ülkemizde kurulacak ya da hizmet veren her türlü İDN faydamıza. Dolayısıyla sayısının ve kapasitenin artması bizlere hızlı internet, kesintisiz servis olarak dönecek.

İNTERNETİN HIZLANMASININ ÖNÜNDEKİ ENGEL KİM?

Şirketler için de avantajlı bir yapı sunan sistemin Türkiye'de neden daha yaygın olmadığının cevabı da aslında belli. Özellikle servis sağlayıcıların ve operatörlerin hizmetlerini kendi bağlantıları üzerinden dayatmayı bırakarak, dünyadaki örnekleri gibi katma değerli hizmetlere odaklanarak, bağlantının nereden sağlandığı konusunu rafa kaldırmaları gerek. Ancak her ne kadar kullanıcı dostu, yenilikçi gözükseler de, henüz Türkiye dünyanın gerisinde kalmayı sürdürüyor. Göz boyayıcı uygulamalar ve hizmetler ise, bu tip bir yeniliği anlayana kadar -en azından benim için- bir değer taşımıyor.(Aytun Çelebi/Habertürk)