Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen akıllı telefonlar bu sayede milyarlarca satıldı ve çok geniş bir kullanım ağı oluşturdu. Akıllı telefonların oldukça güçlü bir donanıma sahip olması pek çok projenin de önünü açıyor. 

ABD'li bir araştırma ekibinin yeni projesi akıllı telefonları deprem erken uyarı sistemi olarak kullanılmasını sağlayacak. Ekip akıllı telefon donanımlarının Richter ölçeğine göre 7 ve üzeri şiddetteki depremleri algılayabildiğini fark etmiş. Akselerometre ile elde edilen bu veriler ile hassas GPS verilerini birleştirerek akıllı telefonların gerçek zamanlı bir aktivite haritası hazırlaması mümkün oluyor. 

Araştırmacılar aktivite haritası sayesinde sismik hareketlerin ilerleyişini doğru olarak görebiliyor ve Meksika dalgası şeklinde yakın toplulukların saniyeler içinde birbirini uyarmasının önü açılıyor. 

Ekip farklı bölgelerdeki sismik hareketler esnasında bu sistemi deneme şansına sahip olmuş. Ayrıca sistemin bir sarsıntıyı sismik hareket olarak tanımlaması için aynı anda bu hareketi bölgedeki pek çok telefonun algılamış olması gerekiyor. 

Sistemin akıllı telefonlarda kullanılması için herhangi bir ek masraf gerekmiyor ve sensörleri kullanan bir yazılımın kurulması yeterli oluyor. Ancak sistem şu an erken aşamada ve uzun bir süre daha detaylı deneylerin yapılması gerekiyor. 

Japonya'da da buna benzer bir sistem uygulanıyor. Ancak sistemde akıllı telefonlar kullanılmıyor. Herhangi bir deprem anında ülkedeki tüm telefonlara SMS mesajı gönderiliyor ve vatandaşlar uyarılıyor. 

Yine de akıllı telefonların güçlü donanımlarını bu tarz işlemler için kullanmak büyük tasarruf sağlıyor. HTC Power to Give platformu gece telefonu kullanmadığınız zamanlarda pek çok bilimsel simülasyonların sanal ortamda telefonların donanımını kullanarak yapılmasını sağlıyor. Böylece süper bilgisayar ile yapılacak işlemler bu telefon ağı kullanarak yapılabiliyor.