Sınırsız verilerin olduğu günlerin geçmişte kalmasıyla birlikte, müşterilerin mobil verileri geçmişe kıyasla çok daha hızlı kullanması yönünde giderek artan bir trend görülmeye başlanmıştır. Bunun nedeni kullanıcı alışkanlıklarını belirleyen unsurların sadece bu alışkanlıkların duyduğu veri açlığı olması mıdır yoksa başka bir faktör mü bu konuda etkili olmaktadır?
 
Muhtemelen bu iki unsurun karışımıdır. #GenMobile’ın yükselişiyle birlikte, kullanıcılar muhtemelen mobil cihazları üzerinde daha fazla zaman geçirmektedir, ancak günümüzde piyasada olan pek çok uygulamanın artan veri kullanımını da değerlendirmeliyiz. Günümüzün mobil iş gücü, tamamen kablosuz olmak istiyor ve pek çok kuruluş da değişim sağlamaktadır. Tamamen kablosuz olan iş yerleri her yerde iletişimi mümkün kılmakta ve iş uygulamalarını insanların çalıştığı her yere iletmektedir.
 
Ancak, veri kullanımındaki ani artış daha geniş yelpazede yer alan haklı gerekçelerle açıklanabilir. En yüksek kablosuz LAN talebinin hangi uygulamalar için olduğunu ve dolayısıyla hangi uygulamaların verileri silip süpürmekle suçlanacağını incelendik. İlk 5’te yer alan uygulamalar şunlardır:
 
Video & Web Konferansı:  GoToMeeting, Google+ Hangout, Cisco WebEx, Microsoft Lync ve Skype verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır. Daha büyük ekrana sahip mobil cihazlar kullanılarak video konferansa daha fazla kişi katılırsa, daha fazla kablosuz LAN bant genişliği gerekmektedir. Örneğin, Skype beş yönlü konferans için 4 Mbps gerektirmektedir ve bir diz üstü bilgisayarda WebEx çalıştırmak ise iPad’e göre iki katı daha fazla bant genişliği gerektirmektedir.
 
Bulut Depo:  Dropbox, Box, iCloud ve Google Drive gibi uygulamaların varsayılan ayarları son kullanıcı tarafından değiştrilmediği sürece mümkün olduğunca fazla kablosuz LAN bant genişliği kullanmaktadır. Günümüzdeki pek çok eğitim kurumu, bu uygulamaların çoğunda sunulan “ücretsiz 5GB” bulut yedekleme seçeneklerinin kullanımındaki ani artıştan dolayı Wi-Fi ve WAN bant genişliğini kontrol altına almaya çalışmaktadır.
 
AirPrint ve AirPlay: Bonjour’un çoklu yayın DNS trafiği kablosuz olarak optimize edilinceye kadar, çoğu BT departmanı yayın trafiğini sınırlandırmak için bunu devre dışı bırakmak zorunda kalacaktır. Ayrıca her bir ekran aynası her Apple cihazı için yaklaşık ~1 Mbps kullanmaktadır ki, bu da mevcut zorluğu artırmaktadır. Aruba AirGroup ile, bu zorluğun üzerinden gelmeye ve Apple Bonjour’u kablosuz olarak optimize etmeye çalışıyoruz.
 
Audio & Video Streaming (Yayını): Spotify, Pandora, YouTube, Vimeo, Netflix ve diğer uygulamalar şu anda kablosuz LAN bant genişliğinin önde gelen tüketicileridir. Artık kullanıcıların işte ve okulda audio akışını yayınlaması yaygınlaşmıştır. Her bir audio stream yaklaşık 500 Kbps Wi-Fi bant genişliğine ihtiyaç duymaktadır ve her bir video stream’i ise 2 Mbps kullanmaktadır. Bu durum çok uzun yayın süresi anlamına gelmektedir özellikle mobil cihazlar WLAN erişim noktalarına bağlandığında mümkün olan en yüksek Wi-Fi hızlarını kullanmamaktadır.  Spotify ile ilgili özel bir not: Web tabanlı olmayan servis sadece isteğe bağlı müzik streaming servisi değildir. Aksine, müzik streaming aboneler arasında uçtan uça (peer-to-peer) iletişimi kullanmaktadır.  Akıllı telefon kullanmıyorsanız, kayıttan oynatılan müziğin sadece %9’u Spotify sunucularından gelmektedir. Trafiğin geri kalan kısmı, uçtan uca ağ içerisinde (%36) veya mobil cihaz yerel önbellekte (%55) sunulmaktadır.
 
Sanal Masaüstü:  Citrix XenDesktop ve VMware View örnekler arasındadır. Bu uygulamaları kullanan dizüstü bilgisayarlar ve tabletler en az 1.5 Mbps bant genişliğine ihtiyaç duymaktadır – bu da özellikle yüksek yoğunluklu ortamlarda kablosuz LAN için büyük zorluk yaratmaktadır. Bant genişliği ihtiyacı trafik türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Örneğin, internet ve ofis-tabanlı oturumlar 150 Kbps bant genişliğine ihtiyaç duyarken yazdırma işlemi ve video oturumlar 500 Kbps’den fazlasını gerektirir.
 
Aruba Türkiye Ülke Müdürü Bülent Tekkaya, kurumların kablosuz ağlara olan yatırımlarının gün geçtikçe çok daha büyüyeceğine dikkat çekerek; “Kablosuz olarak çok fazla Wi-Fi bant genişliği var ve bazen er ya da geç bir şeylerden vazgeçilmesi gerekecek. Kurumların ağ politikaları temelinde en önemli mobil uygulamaları diğerlerine göre korumaya başlamamız gerekmektedir. QoS mekanizmaları artık kablosuz LAN’da VLAN’lara, alt ağlara veya SSID’lara atanamıyor; bunların her bir spesifik uygulama akışına atanması gerekmektedir.” Diye belirtmekte.