Teknoloji girişimlerine yeni fonlar yaratılması için 100 milyon TL'lik ilk adım TÜBİTAK'tan geldi. Toplamda 1.8 milyar TL'ye ulaşması beklenen fonları ortaya çıkaracak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Teknoloji Transfer Ofisleri ve Araştırma Altyapıları yaptıkları başvurulardan kabul edilen projeler açıklandı ve 3 adımdan oluşan teknoloji girişimlerini destekleme çalışmaları için ilk adım atılmış oldu.
Ar-Ge yoğun çalışmaları, tohum aşamasında desteklemek için girişim sermayesi fonlarının etkinleştirilmesi amacıyla TÜBİTAK TEYDEB bünyesinde "Girişim Sermayesi Destekleme Programı" alan projeler açıklandı.
Teknoparklar ve girişim sermayesi fonları birlikte çalışacak. TÜBİTAK'ın 100 milyon TL bütçe ayırdığı projenin ilk aşamasında TÜBİTAK Tech- InvesTR Girişim Sermayesi Destekleme Programı kapsamında 334 erken aşama teknoloji tabanlı girişime yatırım yapılması hedefleniyor.
3 AŞAMADA 1.8 MİLYAR TL
100 milyon TL'lik bütçe ayrılan TÜBİTAK Tech-InvesTR Çağrısı kapsamında bu tutara ek olarak fonlara katılacak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Teknoloji Transfer Ofisleri ve Araştırma Altyapılarından yaklaşık 112 milyon TL, üçüncü taraf ulusal ve uluslararası kurumsal ve bireysel özel yatırımcılardan yaklaşık 750 milyon TL olmak üzere toplam 862 milyon TL'lik ekstra kaynağın yaratılması bekleniyor.
Kurulacak fonların Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın katkısı ile birlikte ilk kapanışta yaklaşık 980 milyon TL, son kapanışta da yaklaşık 1 milyar 800 milyon TL'ye ulaşması hedefleniyor.
Programın Türkiye'de girişim sermayesi eko-sisteminde sürdürülebilir bir şekilde işleyebilmesi amacıyla TÜBİTAK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında işbirliği anlaşması imzalanmış ve TÜBİTAK tarafından 14 Haziran 2018 tarihinde Tech-InvesTR Girişim Sermayesi Destekleme Programı çağrısına çıkılmıştı. TÜBİTAK tarafından yapılan çağrıya 13 Teknoloji Geliştirme Bölgesi, 9 Teknoloji Transfer Ofisi, 1 Araştırma Altyapısı olmak üzere toplam 23 kuruluştan 34 talep geldiği açıklandı.
AR-GE AĞIRLIKLI PROJELER
Söz konusu kuruluşlar 10 farklı fona katılabilmek üzere proje önerilerinde bulundu. Ar-Ge ağırlıklı yüksek teknoloji içeren öneriler, sağlık, bio teknoloji projelerden oluştuğu belirtiliyor. Projelerin mevcut girişim sermayesi fonlarına pozitif etki etmesi bekleniyor. Türk Telekom gibi kurumların girişim sermayesi şirketleri de katıldığında girişimlerin proje bulmak ve deneyim kazanma gibi eksikleri de giderilmiş olacak.

KÜRESEL BİLGİ BİRİKİMİ ARTACAK
500 İstanbul Kurucu Ortağı Rina Onur yaptığı açıklamada kararın geç çıkmasına rağmen çok umut verici bir gelişme olduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: "Girişim ekosistemi için çok umut veren bir gelişme. Teknoparklar uluslararası girişim sermayesi fonlarıyla birlikte çalışarak önemli bir bilgi birikimi elde edecek. Teknoloji girişimlerinin seçimi, nasıl destekleneceği konusunda önemli şeyler öğrenecekler. Bu ilk adım bakanlıkların sağlayacağı fonların fonu olarak tarif edilen destekle birleşirse girişim ekosistemi asıl o zaman büyük bir ivme kazanacak."

ERKEN AŞAMA GİRİŞİMLERE CAN SUYU
İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Deniz Tunçalp "Girişim sermayesi fonlarının ülkemizdeki tüm erken aşama girişimcilere çok ihtiyaç duydukları can suyunu sağlayacağını düşünüyoruz. TÜBİTAK yürüttüğü özverili çalışma ve özgün tasarımıyla dünya çapında bir model ortaya koydu. Biz de tüm gücümüz ve yüzlerce girişimci firmamız ile bu sürece elimizden gelen tüm desteği verebilmek için çalışıyoruz. İTÜ'nün engin akademik birikimi, dünya çapında Ar-Ge firmaları ve projeleri içeren teknokentimiz, dünyanın en iyi kuluçka merkezlerinden biri olan İTÜ Çekirdek, girişimcilik ekosisteminin merkezi olmaya aday İTÜ Magnet ve Silikon Vadisi'ne açılan kapımız Innogate ile dünya çapında bir inovasyon üssü olan İTÜ ARI Teknokent, katılım gösterdiği yatırım fonlarının da resme katılmasıyla dünya çapında eşsiz bir teknoloji üssü olma hedefine bir adım daha yaklaşıyor. Umarız bu fonların yapacakları yatırımların başarısıyla İTÜ, dünyanın lider üniversitelerinde olduğu gibi kendi büyük ölçekli fonuna da kavuşacak" diye konuştu.
TEKNOPARKLAR YATIRIMA DAHA ÇOK ISINACAK

Girişim ekosistemi yatırımlarının rakamlarını takip eden Startups. Watch kurucusu ve analisti Serkan Ünsal, TÜBİTAK desteğiyle başlayan ilk adımı şöyle değerlendirdi: "TÜBİTAK desteğiyle kurulacak olan fonların üç tane faydası olacak.

Birincisi yatırım anlamında 2017'nin çok gerisinde kalan 2018'den sonra 2019 hareketlenme yılı olacak. Tekrar yatırımcı bolluğu yaşayacağız. İkincisi, üniversite teknoloji transfer ofisleri teknoparklar, yatırım konularına ısınmış olacaklar ve yatırımcı şapkası takmayı öğrenmiş olacaklar. Üçüncüsü ise devlet teşviki alan girişimler daha kolay yatırım bulabileceği için, devlet teşviki alıp büyümeye devam eden girişim sayısı artacak ve teşvikler boşa gitmemiş olacak. Dikkat edilmesi gereken nokta ise bu 10 fonun tamamının birbiriyle yarışmaması, birbirlerinin ayaklarına basmaması gerekiyor. Bu fonlar ne kadar birbirlerini tamamlayıcı, destekleyici olursa başarı oranı o kadar artacaktır. Hepsinin tüm sektörlere hizmet etmemesi, belli dikeylere daha çok odaklanması, farklı yatırım aşamalarına odaklanması şart. Bunlar gerçekleştirilirse girişim ekosistemimizi güzel günler bekliyor."

PAYU TÜRKİYE'Yİ BÖLGESEL MERKEZ YAPACAK
Bankacılık ile finans teknolojileri konusunda küresel ve yerel pek çok yeni teknolojinin kullanıldığı Türkiye, küresel markalar tarafından da yakından takip ediliyor. Ani bir kararla Türkiye'den çıkma kararı alan şirketlerin tersine Türkiye'yi bölgesel merkez olarak seçen PayU gibi küresel girişimler de var. Dünyada 100 binden fazla üye iş yerine 250'den farklı yerel ödeme yöntemi sunan PayU, Türkiye pazarındaki yedinci yılını kutluyor. PayU'nun önümüzdeki dönem Türkiye yatırımlarını artıracağını söyleyen PayU EMEA CEO'su Mario Shiliashki şöyle konuştu: "Biz korkanlardan değiliz, Türkiye'de yatırıma devam edeceğiz. Türkiye'de önemli fırsatlar var. Her yıl ulaştığımız büyüme rakamları şaşırtıcı derecede iyi. Türkiye en öncelikli pazarlarımızdan biri. Ayrıca start-up ekosisteminin de olgunlaşmaya başladığını gözlemliyoruz ve Türkiye'deki yatırımlarımıza devam edeceğiz."

PAZAR HIZLA GELİŞİYOR
Türkiye'ye giriş yaptıkları 2011 yılından bu yana ödeme teknolojileri konusunda pazara birçok oyuncu ve farklı çözümün geldiğini belirten PayU Türkiye CEO'su Emre Güzer, "Türkiye'yi ödeme servisleriyle tanıştıran marka olarak, ekosistemin hızla geliştiğine şahit olmak hepimiz için çok heyecan verici" dedi.

NAKİTSİZ TOPLUM HEDEFİ
"Pazar hacmi ve yedi yılda gözlemlediğimiz sektörel büyüme oranları düşünüldüğünde, daha gidilecek çok yol olduğunu ve ekosistemde daha çok oyuncuya yer olduğunu söyleyebiliriz" diyen Emre Güzer, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de de artan ödeme ve finans ihtiyaçlarıyla beraber sunulan hizmetler gün geçtikçe çeşitleniyor. Fakat finansal teknolojiler konusunda bakış açısı değişikliğine ihtiyaç var. Kilit nokta geliştiricilere daha fazla fırsat sağlanması. Ekosistemin güçlenmesi için ödeme kuruluşlarının ve bankaların uygulamalarını geliştiricilere açmaları gerekiyor. Böylece, her türlü kişi ya da kuruluş farklı finansal çözümlerle ortaya çıkıp nakitsiz toplum hedefine katkı sağlayabilecektir!"(Sabah/Timur Sırt)