Katılımcılar, dijital teknolojinin  sanat, mimari ve moda ile etkileşime girdiğinde nasıl yenilikçi ve yaratıcı bir hale gelebildiğini, bizzat bu alanda eserler ortaya koyan sanatçıların ağzından dinleyebilecekler.

Örgüyle radyo, nakışla bilgisayar!

Panelde örgü, nakış gibi geleneksel tekstil yöntemlerini kullanarak giyilebilir teknolojik sanat eserlerine imza atan mimar, sanatçı, araştırmacı ve eğitmen Ebru Kurbak da konuşmacı olarak yer alacak. Ebru Kurbak, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi alan ve şu anda Viyana’da yaşayan bir sanatçı, araştırmacı ve eğitmen. 

Ebru Kurbak, eserlerinde sık sık tekstil tekniklerini ve malzemelerini kullanıyor. Kurbak, şu sıralar “Stitching Worlds” (Dünyalar Örmek) adında bir proje yürütüyor. Avusturya Bilim Fonu’ndan kendisinin aldığı fon ile başlattığı uluslararası sanatsal projeyi, Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nde ekibiyle birlikte yürütüyor. 

“Stitching Worlds” (Dünyalar Örmek) ile yine tekstil malzemeleri ve tekstil tekniklerini kullanarak 8 bit bir bilgisayar üretmek için çalışıyor. Kurbak’ın birkaç yıl önce de tasarladığı “The Knitted Radio” eseri ile de örgüyle bir radyo vericisi üretilebileceğini ispatlamıştı. 

NASA’nın seçtiği Türk bu panelde

Panelde, NASA’nın düzenlediği ‘Mars Kolonisi’ isimli mimari yarışmada dereceye giren başarılı mimar, sanatçı ve araştırmacı Güvenç Özel de konuşmacı olarak yer alacak. Daha önce aralarında İstanbul Tasarım Bianeli’nin de olduğu birçok etkinlikte sanatsal eserleri ile yer alan Güvenç Özel, sanatı teknolojik inovasyon yapmak için bir platform olarak kullanıyor. Güvenç Özel  bir mimar, sanatçı ve araştırmacı olmasının yanı sıra UCLA Mimarlık Fakültesi IDEAS Master programının teknoloji yöneticisi direktörü ve Los Angeles’da disiplinler arası tasarım şirketi Ozel Office'nin de sahibi. Dijital 
teknolojileri binalara uyarlama konusunda bir uzman olan Özel, interaktif mimari ve interaktif mekanlar yaratma konusunda yenilikçi bir çok fikre sahip.

Özel’in uzun dönemli hedefi, insanların belirli sensorlar aracılığıyla binalarla iletişime geçebileceği, insanların değil mekânların ihtiyaca göre hareket ettiği bir mimari…

Giyilebilir teknolojiyi podyuma taşıyan kadın

Panel’de, ortaya koyduğu eserlerle teknolojiyi modaya ve podyumlara taşıyan, giyilebilir teknoloji tasarımcısı, araştırmacı ve küratör Birce Özkan da konuşmacı olarak yer alacak. Özkan’ın, elektronik pusula ve üzerine yüklenen uygulama ile kullanıcısını yönlendiren ‘pusula ceket”, yaşayan organizmalar gibi çevreyi algılama yeteneğine sahip “yapraklarını döken elbise”, “üzerinde kelebekler uçuşan etek”, “mekana ve harekete göre kendini değiştiren kıyafet” 
gibi birbirinden fantastik tasarımları bulunuyor. Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Birce Özkan, Parsons Tasarım Okulu’nda Tasarım ve Teknoloji yüksek lisans eğitimi alarak bugün sıra dışı bir alanda ilerliyor. Giyilebilir teknoloji tasarımcısı, araştırmacı ve küratör olan Özkan henüz 27 yaşında olmasına rağmen Parsons’ta öğretim üyesi olarak “Interaktif 
Kıyafetler” ile ilgili dersler de veriyor. Londra, Paris, Newyork, Kaliforniya ve Teksas’ta birçok çalışmaya imza atan Özkan geçen yılın eylül ayında, Japonya’da düzenlenen bir yarışmada “En iyi Giyilebilir Teknoloji” ödülünü de almış bulunuyor.

Yeni medyanın sıra dışı temsilcisi 

Panelde Türkiye’de dijital sanata ilgi duyan birçok insanın yakından tanıdığı Refik Anadol da yer alacak. Dijital sanatseverler, UCLA’nın Tasarım Medya Sanatları bölümünde öğretim görevlisi olan Anadol’u, Zorlu Center’da gerçekleştirilen İstanbul Light Festival’de sergilediği Liminal Room adlı eserinden de hatırlayacaklardır. 

“Microsoft Research” ve “Research at Google” gibi bir çok ödüle sahip olan yeni medya sanatçısı ve araştırmacı olan Refik Anadol, canlı görsel/işitsel performans ve sürükleyici mimari enstalasyonlar alanlarında dünyanın her yerinde çalışmalar yapıyor ve kendisini “Yeni Medya Sanatçısı” olarak tanımlıyor. Anadol, eserlerinde, özellikle, seyirci ile ortam arasında ezber bozan ilişkiler kurmak için sanat ve teknolojiyi daha önce hiç görülmemiş biçimlerde kullanarak dijital ve fiziksel dünyaların melez alanlarını inceliyor. Anadol, aralarında Walt Disney Konser Salonu’nda Los Angeles Filarmoni (Amerika Birleşik Devletleri), Hammer Sanat Müzesi (Amerika Birleşik Devletleri) ve Uluslararası Dijital Sanatlar Bienali Montreal (Kanada) gibi çalışmaların da bulunduğu mekana özel yaptığı görsel/işitsel enstalasyonları ile dikkat çekiyor. 

Protein moleküllerinden ilham alan sanatçı

Panelin diğer katılımcılarından Michael Tyka ise, uzun süre protein moleküllerinin yapısı ve dinamikleri üzerinde araştırmalar yapmış bir araştırma görevlisi. 2009’da heykel ve sanat alanına ilgi duymaya başlayan Tyka, protein katlanmasına ilişkin heykeller yapıyor ve bu büyüleyici moleküller hakkında daha fazlasını öğrenmek isteyen kişilere ilham vermek istiyor. Tyka, Seattle'da paylaşımlı bir sanat stüdyosu olan ALTSpace'nin de kurucuları arasında yer alıyor. Yaratıcı insanların bir araya geldikleri bu paylaşımlı atölyede  eğitim ve 
deneyimlemenin yanı sıra sanatçılar eserlerini ve fikirlerini de paylaşabilecekleri bir ortam ve hatta evlerine sığmayacak büyük eserleri için alan da bulabiliyorlar. Tyka ayrıca Google da Connectomics (beyindeki sinir kavşaklarını inceleyen bilim dalı) adlı bir proje için bilgisayar simülasyonu yazılımları hazırlıyor. Yapay sinir ağları üzerine sanatsal çalışmalar yürüten Tyka’nın DeepDream adındaki projesi bu konudaki en değerli projelerden…