Filistin Dışişleri Bakanlığı, bünyesinde çalışan üç üst düzey görevlinin telefonlarının, İsrail merkezli NSO Group'a ait Pagasus casus yazılımıyla hacklendiği suçlamasında bulundu.

Yapılan yazılı açıklamada, telefonlara yerleştirilen casus yazılım programından İsrail sorumlu tutularak, “bu saldırı, uluslararası hukukun açık ve ahlaksız bir ihlalidir” denildi. Açıklamada, bu uygulamada sorumluluğu olanlara uluslararası boykot uygulanması çağrısı yapıldı.

Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Sorumlusu Ahmed al-Deek ise Filistinli profesyonel bir kurumun, bazı telefonları incelediğini ve bunlar içinde üç görevlinin telefonunda Pagasus casus yazılımı tespit ettiğini açıkladı. Bakanlık temsilcisi, “Biz üst düzey yöneticilere ait bu telefonların yüzde yüz hacklendiğine inanıyoruz” dedi.

İrlanda merkezli "Sınır Hattı Savunucuları" insan hakları kuruluşunun 8 Kasım’da açıklanan raporunda, 6 Filistinli aktivistin cep telefonunda NSO Group'a ait Pegasus casus yazılımının tespit edildiği bildirilmişti.

Casus yazılımın söz konusu Filistinli aktivistlerin telefonlarına Temmuz 2020 ve Nisan 2021 tarihleri arasında yüklendiği ifade edilmişti.

ABD, İsrail şirketini kara listeye aldı

ABD yönetimi geçen hafta İsrail merkezli teknoloji firmaları NSO Group ve Candiru'yu yabancı ülkelere casus yazılım sattıkları gerekçesiyle kara listeye aldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Pegasus" isimli casus yazılımıyla bilinen NSO Group ve Candiru'nun listeye eklenme nedenlerinin, bu şirketlerin hükümet yetkilileri, gazeteciler, iş insanları, aktivistler, akademisyenler ve büyükelçilik çalışanlarının hedef alınmasında kullanılmak üzere yabancı ülkelere casus yazılım satmaları ya da geliştirmeleri olduğu aktarıldı.

NSO'nun Pegasus casus yazılımı

Uluslararası Af Örgütü ve uluslararası gazeteciler konsorsiyumu Forbidden Stories iş birliğinde ve 17 medya kuruluşunca yürütülen araştırmada, İsrail merkezli NSO Group'a ait casus yazılım Pegasus'un, küresel çapta yaygın ve kötü amaçlar için kullanıldığı iddia edilmişti.

Afrika'dan Avrupa'ya en az 10 ülke hükümetinin NSO Group'un müşterisi olduğu ve casus yazılımın aktivist, gazeteci, avukat ve siyasileri hedef almak için hükümetlere satıldığı savunuldu.

İddiaya göre, dünya genelinde 50 binden fazla telefon numarası, bu casus yazılım tarafından izlemeye alındı.

NSO Group suçlamaları reddediyor

NSO Group ise hakkındaki tüm suçlamaları reddederek, "terörizm ve ciddi suçlarla mücadele etmelerine yardımcı olmak için ülkelere ya da kolluk kuvvetlerine teknoloji hizmeti verdiğini" ileri sürüyor.

Sosyal iletişim ağı WhatsApp da NSO Group hakkında, şirketin mesajlaşma hizmetini geniş kapsamlı casusluk için kullandığını, 20 ülkede aralarında 100 gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu 1400'den fazla kişiyi izlediğini öne sürerek dava açmıştı.

Bir cep telefonunu "gözetleme" cihazına dönüştürebilen bu casus yazılımla, kullanıcının bilgisi ve izni olmadan mikrofon, kamera, mesajlar, ses kayıtları ve rehber gibi çok sayıda uygulamaya erişim sağlanabiliyor.