Şu sıralar uzaya daha fazla insan göndermek veya koloni kurmak sıkça konuşulan bir konu. NASA, gelecek 15-20 yıl içerisinde astronotları Mars’a indirmeyi planlıyor. Çin, 2020 ile 2030 yılları arasında Mars’a insan göndermeyi hedeflediğini açıkladı ve bir başka süper güç Rusya da kızıl gezegene insanlı görevler gerçekleştirmeyi hedefliyor. SpaceX’in kurucusu Elon Musk ise mümkün olan en kısa sürede Mars’ta bir milyon kişilik bir insan kolonisi oluşturabilmek için uzay uçuş maliyetlerini azaltmaya çalışıyor. Ancak sorun şu ki insanlar kozmik ışınlar karşı nasıl direnç gösterecek, hayatta kalacak?

Radyasyonun fareler üzerindeki etkisi araştıran bir çalışma, Mars'a gitmenin beklenilenden çok daha tehlikeli olabileceğini ortaya koydu. Mars görevlerinin bu kadar tehlikeli olmasındaki temel neden, yıldızlar, kara delikler ve diğer büyük gök cisimleri tarafından atomik ve atom altı parçalarla uzaya saçılan kozmik ışınlar.

Kozmik ışınlar, patlayan yıldızlardan, kara deliklerden ve uzaydaki diğer güçlü kaynaklardan patlayan yüksek enerjili atomik ve atom altı parçacıklardır.

Işınlar DNA'ya zarar verebilir, kanser riskini artırabilir, görme engelli kataraktlara neden olabilir, sinir sistemi hasarına neden olabilir ve astronotlarda diğer sağlık etkileri arasında kan dolaşımı sorunlarına neden olabilir.

Araştırmacılar, gezegenin atmosferi bu zararlı enerjiyi çok fazla emdiği için astronotların Dünya'da kalanlardan çok daha fazla radyasyona maruz kaldıklarını biliyorlar.

Dünyanın manyetik alanı, aynı zamanda çok sayıda alan radyasyonunu yönlendirir ve saptırır, gezegenden yalnızca 250 mil (190 kilometre) yörüngesinde olan Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki astronotları korumaya yardımcı olur.

Nevada Üniversitesi Las Vegas Üniversitesi'nden sağlık bilimcisi Frank Cucinotta ve Eliedonna Cacaoat, farelerde tümörle ilgili önceki dört araştırmanın sonuçlarını yeniden inceleyerek bu sorunu araştırdı.

Araştırmacılar, kozmik ışının hücrelere doğrudan vurmasının etkilerini araştırmakla birlikte, bunları kansere dönüştürebileceklerini düşünürken, ikincil veya "hedefli olmayan etkilerin" rol oynayabileceğine de baktılar. Buldukları şey, derin uzayda (en azından farelerde), önceki tahminlerden iki kat daha fazla kanser riski taşıyor.

Neden derin uzay seyahati beklenenden daha tehlikeli olabilir?

Araştırmacılar, bu yüksek kanser riskinin, DNA'nın vücuda ne kadar zarar verdiğiyle ilgili olduğunu düşünüyor.

Bir hücre kozmik bir ışın tarafından vurulduğunda, sadece kendiliğinden değişimi sürdüremez. Yakındaki sağlıklı hücrelerin kansere dönüşmesi için tetikleyebilecek diğer hücrelere kimyasal sinyaller verebilir. Önceki modeller bu domino etkisini gerçekten hesaba katmamış.

Cucinotta ve Cacao, daha endişe vericiydi ki, etkiye neden olan radyasyon türü "radyasyon koruması ile hafifçe düşmüştü" şeklinde bir araştırma yazdı.

İnsanların Mars'ı keşfetmesi başlamadan önce durmamalı. Uzay ajansları ve özel şirketler, alan radyasyonu azaltmak için aktif bir şekilde çalışıyorlar. Örneğin bir İsrail şirketi, radyasyonun daha iyi soğurulması için tasarlanmış bir gövde yelek geliştiriyor ve bir NASA bilim adamı son zamanlarda Mars çevresindeki zararlı radyasyonu yönlendiren yapay bir manyetik kalkan görevi yapacak bir uydu yerleştirme fikrini savundu.

Araştırmacılar, yaptıkları çalışmada belirttiği üzere, fare model kanser oranları ile insanlarda görülen kanser oranları arasında "önemli farklılıklar" mevcut.

"Bu farklılıklar, bu yazıda açıklanan öngörülerin uygulanabilirliğini sınırlayabilir" diye yazıyorlardı.

Fakat bilimadamları, bu bilgi boşluğunun gelecekteki derin uzay araştırmacılarının ve ilgili kurumlarının neden dikkatli davranmaları gerektiğini ekliyor.

"Savunma odaları, Dünya'nın jeomanyetik alanının dışındaki uzun vadeli uzay görevlerinden önce acilen gerekli" dedi.(Onur Binay/Milliyet)