Dijital dönüşüm, bir teknolojiyi değil, yeni bir yaklaşımı tanımlıyor. 2020 yılı itibarıyla tüm dünyanın “Sanayi 4.0”, yani dördüncü sanayi devrimiyle tanışacağı öngörülüyor. Daha karmaşık ve daha kaliteli bir üretim yöntemi olarak öne çıkan söz konusu dönüşüm sayesinde pek çok ürün daha düşük maliyetlerle üretilip tüm dünyaya hızla yayılacak. Bugünün işgücü piyasası da geçmiştekine oranla çok daha hızlı ve büyük ölçüde değişiyor. Geleceğin işgücü piyasasında rutin işler ve tehlikeli görevler çok yakın bir gelecekte tamamen makinelere ve robotlara devredilecek. Buna karşılık, eğitim sisteminin ve insanların kariyer değişikliklerine ve değişen çalışma hayatı yapısına hızla uyum sağlaması gerekecek. Teknoloji, ekonominin tüm sektörlerini etkileyen yeni iş ve işyeri örgütlenme modellerini de beraberinde getirecek.

Dijital dönüşüm

Günümüzde pek çok şirket dijital dönüşüm yarışında öne geçebilmek için bu alanda çalışacak elemanlar istihdam etmeye yöneliyor. Örneğin İngiltere’de her 10 şirketten 8’i dijital dönüşüme yönelik personel alıyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan “Geleceğin Meslekleri” Araştırmasından elde edilen sonuçlara göre, beş yıl içinde işgücü piyasasında bugün ihtiyaç duyulan becerilerin yüzde 35’i değişecek.

İlgi giderek artıyor

Teknolojik gelişmelerin en büyük nimetlerinden olan “yapay zekâ” teknolojileri, otonom araç ve akıllı şehir gibi projelerle hayatımızın her alanını işgal etmeye hazırlanıyor. Yapay zekâ teknolojileri hayatımıza sadece bir teknolojik yenilik olarak girmeyip, insanlığı köklü bir sosyal dönüşüme zorluyor. Yapay zekâ teknolojileri bir yandan üretimden sağlığa, ofis işlerinden dağıtım hizmetlerine kadar her sektörde düşük ve orta nitelikli işçi istihdamını azaltırken, diğer yandan bu teknolojileri geliştirecek üstün nitelikli gençlere baş döndürücü kariyer imkânları sunuyor. Bu anlamda, örneğin Çin dünyanın ucuz işgücü kaynağı olmaktan kurtulmak için “Made in China 2025” stratejik planıyla yapay zekâ araştırmalarında öncü olmayı ülkenin en önemli stratejisi ilan etmiş durumda. Öte yandan, ABD’nin kendi firmalarının bu alandaki liderliğini kaybetmemesi için tüm dünyayı etkileyen ticaret savaşlarına giriştiğini hepimiz görüyoruz.

 

Fark yaratan eğitimle yeni nesil mühendisler yetişecek

Gelişmiş ülkelerde üniversiteler hem kamu hem de özel sektörden yapay zekâ araştırmacılarının sayılarını artırmak, yapay zekâyla ilgili bölümler, araştırma merkezleri ve hatta fakülteler açmak için büyük destekler alıyorlar. Benzer şekilde, Türkiye’de de sevindirici gelişmeler olduğunu söylemek mümkün. Türk özel sektörünün küresel ölçekte rekabetçi olmasını sağlayacak insan kaynağını yetiştirmek amacıyla Türk iş dünyasının çatı örgütü TOBB tarafından kurulmuş olan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Türkiye’nin bu teknolojik ve sosyal dönüşümüne öncülük edecek gençleri yetiştirmek maksadıyla Yapay Zekâ Mühendisliği bölümü açtı. Öğrencilere dünyanın en önde gelen yapay zekâ programlarından bile daha nitelikli bir eğitim imkânı vermeyi planladıklarını söyleyen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güven Sak, programa bölüm öğretim üyelerinin öğrencilerle bire bir ilgilenebilmesini sağlamak için tamamı tam burslu sadece 10 öğrenci kabul edeceklerini söyledi.

Eğitim programıyla TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi tarafından yerli firmaların küresel rekabete öncülük edebilmesi için teknoloji ve finansal piyasalar farkındalığı yüksek yeni nesil yöneticiler yetiştirilecek. Yapay Zekâ Mühendisliği bölümü eğitim programı öğrencilerin 5. dönemden sonra ilgi alanlarına göre alan seçmelerine imkân verecek şekilde tasarlanmış. Örneğin, yapay zekâ teknolojilerinin finansal piyasalar ve şirket yönetimindeki uygulamalarıyla ilgilenen öğrenciler finans alanını seçerek bu yönde eğitim alabilecekler.(Milliyet/ Cem Kılıç)