Arkeolojik araştırmaları yürüten Arkeolog ve EurAsia Keşif Derneği yetkilisi Pavel Leus, bu nesnenin yeni nesil akıllı telefonları andırdığını söyledi.

Arkeologlar, buluntuların sahibi olan kadına ‘Nataşa’ lakabını takarken, üzerinde bulunan aksesuarı da ‘iPhone’ olarak adlandırdı.

Bulunan siyah renkli nesnenin boyu 18 santimetre, genişliği de 9 santimetre. Esasen ‘kemer tokası’ olarak tasarlanmış olan aksesuarın üzerindeki oyuntulara yerleştirilmiş olan turkuaz, akik ve sedef gibi değerli taşlar arasında Hiung-nu madeni paralarının da yer alması, söz konusu nesnenin tarihi hakkında da bizlere bilgi veriyor ve 2137 yıl kadar eski olduğunun tahmin edilmesine yol açıyor.

Sayan Denizi’nde bulunan Ala-Tey ölü şehrindeki kazı çalışması, 2016 yılında gerçekleştirildi. Keşfin üç yıl sonra duyurulmasının nedeni ise, arkeologlar tarafından bilimsel hassasiyet olarak açıklandı. Yılın büyük çoğunluğunda sular altında olan ada, mayıs ve temmuz aylarında suların çekilmesi sonucu kumluk bir kazı alanı haline geliyor. Bu kazı alanında Tunç Çağı’ndan Cengiz Han dönemine kadar pek çok tarihten kalma kalıntılara rastlanılabiliyor. 

Leus, "Bulduğumuz cisim muhtemelen şık kemeriyle gömülen Nataşa’nın kemerinin tokası. Akıllı telefonlarla olan benzerliği ise tahmin edilebileceği üzere tamamen tesadüf. Hiung-nu döneminden kalma iPhone olarak basına yansıyan söz konusu cisim, şimdiye dek kazı çalışmalarımız sırasında karşımıza çıkan en medyatik buluntu. Ancak önceleri de çok çarpıcı kalıntılar ortaya çıkarmıştık” açıklamasını yaptı.

Yapılan kazılar sırasında önceleri rahibe olduğu sonradan ise deri üreticiliği yaptığı düşünülen antik çağlardan bir kadının, ipek elbiseler içerisindeki bedeni bulundu.

Söz konusu bölgede gerçekleştirilen ilginç keşiflerden bir diğeri de içerisinde ahşap bir iğne bulunan dikiş çantasıyla beraber gömülmüş olan bir dokumacı kadın.

Arkeologlar ise, soylu insanlara ait olan bu mezarları antik dönemin mezar hırsızları tarafından dokunulmadan buldukları için oldukça şanslı olduklarını düşünüyor.