Teknoloji altyapısına 2 yılda milyarlarca dolar harcanacak. Tüketici teknolojileri alanında akla gelebilecek, en basitinden en karmaşığına tüm başarılı olan çalışma, keşif ve araştırmaların aynı anda bir araya geldiği yer Tüketici Elektroniği Fuarı (CES) oluyor. Yeni nesil ürünlerin piyasaya çıktığı, gelecekte teknolojinin nereye gideceği ve bunun rakamlarının konuşulduğu yer de CES. Öyle ki, 50 yıldır, yenilikçi ve atılım teknolojileri için bu fuarın her sene kapılarını aralaması bekleniyor. Dolayısıyla gündemdeki mobil iletişimin en önemli tartışma noktası olan 5G ve bu teknolojiye en önde yön veren Qualcomm, bu alanda 2020’ye kadar 150 milyar dolarlık satış hacmine ulaşmayı hedeflediğini bildiren açıklamalarıyla dikkat çekti. Ana işkolu mobil ve telefon işlemcileri olan Qualcomm’un aynı zamanda nesnelerin interneti (IoT) tarafındaki hedefi de bu toplam rakam içinde 43 milyar dolar. Yani odaklanılan konu, akıllı otodan üretim sektörüne, sağlıktan reklam ve tanıtıma kadar her alanda hayatımıza girecek olan IoT tarafı. Kime satacaklar? Qualcomm gibi IoT ve 5G’de standartları belirleyen şirket ve ülkeler, doğal olarak bu ürünleri tüm dünyaya pazarlayacaklar. Artık yakalanabildiği yerden teknolojide devreye girmek için ülke olarak üniversite ve şirketlerimizle zaman kaybetmememiz lazım.

Evet, Türkiye’de bazı şirketlerin 5G ve IoT konusunda çalışmaları var. Eğer bu teknolojinin bir parçası olacak ürün geliştirebilirsek, kendi ölçeğimizde pazardan pay alabiliriz. Aksi halde Türk Telekom (TT), Turkcell, Vodafone ve diğer şirketlerimizle pazar olmaya devam ederiz. Ancak geliştirilen yerli ve milli teknolojiler için kamu tarafında da düzenlemeler yapılırsa bir başarı yakalanır. Tersi durumda, yani son dakika yapılan ihaleler sebebiyle zorunlu olarak tedarik edilen ithal ürünlerle başarı gelmez. Örnek olarak 4.5G’deki ihale kriterlerine ve gerçekleşen yerlilik oranlarına bakmak yeterli olacaktır. İhale şartnamesine yerlilik oranları yazmakla bu sorunu çözemeyeceğimiz ortada.

ENDÜSTRİNİN DÜNYA KONGRESİ

Las Vegas aynı zamanda bir fuar şehri olarak biliniyor. Ancak bu fuarların içinde öncülüğü ve rekorları yanı sıra en fazla ziyaretçiyi çekmesi, getirisinin yüksek olması ve en yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması sebebiyle CES’in konumu farklı. Ve bu seneki rakamları da şaşırtıcı: Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı’na (International CES), tüketici teknolojisi donanım, içerik, teknoloji dağıtım sistemleri ve üreticileri, geliştiricileri ve tedarikçileri de dahil olmak üzere 3.900’den fazla şirket katılıyor. 300’den fazla konferans oturumu yapılacak ve 150 ülkeden 170 binden fazla katılımcının iştirak etmesi bekleniyor.

Yaklaşık olarak 292 milyar dolar değerindeki küresel bir pazara hitap eden fuarın doğal olarak her açıdan ilgi çekmesi, rekorlara imza atması da normal. Bizde her alanda çifte fuar düzenleyenlerin bir ders çıkarması açısından not edelim ki CES, ABD Tüketici Teknolojisi Derneği tarafından çok nitelikli bir şekilde organize ediliyor. Bu sebeple de kaliteli bir iş ortaya çıkıyor, kimse de geliriyle, gideriyle uğraşıp başka yollara sapmıyor. İyi ve nitelikli bir organizasyon olunca tüm dünyadan sektörün önde gelen düşünür ve liderlerinin katılımıyla endüstrinin en önemli forumu haline dönüşüyor. Hasılı sadece bir fuar veya sergi gözüyle bakılmamalı.

TÜRK TEKNOLOJİSİ DE VEGAS’TA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR

Las Vegas’taki fuara katılan bir Türk şirketinden bahsetmek gerekiyor. Kamu ve özel sektöre gözetim desteği sağlamak üzere ürünler geliştiren Ekin Teknoloji, güvenli şehir teknolojileri ile 10 ülkede, 22 şehirde gösterdiği başarıyı Amerika’da küreselleştirme gayreti içinde. İhlal ve suç oranlarının takibine ve azaltılmasına, yüz tanıma gibi sistemleriyle destek olan ürünler geliştiren şirketin öncelikli hedefi ABD pazarı. Tamamı Türk mühendisler tarafından havaalanları, alışveriş merkezleri ve belediyeler gibi birçok alanda güvenlik gözetimi için geliştirilen çözümleri bu fuarda tanıtacak. İşbirliği ve yeni pazarlar için görüşmeler yapacaklar. Ve ümitliler. Çünkü daha önce Texas ve Florida’da ürünlerini görücüye çıkarmışlar ve kısa süre önce de Florida Kissimmee Emniyet Müdürlüğü’nde Patrol G2 çözümleri test edilmiş ve başarılı bulunmuş. ABD pazarına girmelerine ramak kalmış denebilir.

Belli bir başarıyı yakalamış olan Türk şirketlerinin, Türkiye’deki tartışmalara takılmadan, ürünlerini böyle fuarlara getirmelerinde sayılamayacak fayda var. Hiç ummayacakları tekliflerle, iş imkânlarıyla ve kendi işlerini daha geliştirmek için yeni fikirlerle karşılaşabilirler.