Robotlar artık hayatımızın her alanına girmeye başladı. Su altından uzaya, Hastanelerden otellere, insan vücuduna kadar her alanda varlar. Farkında olmadan robotlarla beraber yaşıyoruz. Ancak en çok da ilgi çeken ‘insansı robotlar’...
Günümüzde robot teknolojisi o kadar gelişti ki insanlar işlerini ve işlevlerini onlara kaptırma tehlikesi bile yaşıyor. Daha fazla insana benzer hale geldiler. Onlar artık iletişim kuruyor, konuşuyor, yürüyor hatta duygulanabiliyor. Dünyada en çok tanınan örnekleri; Asimo, Atlas, i-Cube, Petman, Romeo... Ancak bunlar kadar ünlü olmasa da Türk mucitlerin de bu teknolojiye katkısı var. Daha çok üniversitelerin etkin olduğu bu alandaki çalışmalar dünyada ses getirecek potansiyeli taşıyor. Bugüne kadar Türklerin geliştirdiği en ilginç insansı robotları araştırdık.
 
Garsonluk yapıyor
ADA: Konyalı yazılım firması Akınsoft’un geliştirdiği robot garson ‘ADA’ kafede müşterilere hizmet veriyor. Akınsoft daha önce Akıncı-1 ve Akıncı-2 adlı robotları geliştirmişti. Meram ilçesinde bulunan bir kafede çalışan ‘ADA’, mutfaktan aldığı siparişleri masalara servis edebiliyor, müşteriyle diyaloğa da girebiliyor. Robot, zıtlık ve mesafe sensörleriyle donatılmış. Aynı zamanda konum belirten sensörlerle de görev yapıyor ve yol takip edebiliyor. Masaların yerlerini tespit ediyor. İstenilen kafeye ayarlanabilen bir altyapısı var. Sürekli şarj olabiliyor. 30 kg ağırlığında 1.50 metre boyunda. Elinde 5 kg ağırlığında bir tepsi taşıyabiliyor.
 
Haydi dansa kaldır!
SURALP: Türkiye’deki ilk insansı robot çalışmalarından. TÜBİTAK desteğiyle Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirildi. Kemalettin Erbatur liderliğinde geliştirilen robot, 1.64 cm uzunluğunda ve 114 kg. SURALP, dans gösterisi yapıp, boş kutuyu çöpe atabiliyor. Sorulan sorulara başını sallıyor. Başındaki kameralarla çevreyi algılayabiliyor ve elleri vasıtasıyla da nesneleri tutabiliyor. Robotun bacaklarında ve kollarında 6’şar eklem var. Robotun algılama sistemi çeşitli konum, eğim, kuvvet ve moment algılayıcılarını ve kameraları içeriyor. SURALP’in, kontrol elektroniği sırtına yerleştirildi. Yürüme ve diğer hareket fonksiyonları, bu donanım üzerinde çalışan kontrol ve algılama algoritmaları ile sağlanıyor.
 
Türkçe konuşup anlıyor
LALE: Gediz Üniversitesi ise Türkçe konuşup, söylenenleri anlayabilen robot Lale ile bu alanda yer alyor. Kasım Gül’ün öncülüğündeki Gediz Üniversitesi Robotik Kulübü’nün (ROBOGED) eseri Lale, elini de uzatıp ziyaretçileri selamlıyor.
Yazılımı, donanımı, tasarımı ve mekanik aksamları olmak üzere tamamı üniversitenin laboratuvarlarında hazırlandı. İletişim kurma yeteneğine sahip. Üzerindeki ses ve görüntü sistemleri sayesinde çevresini algılayabiliyor, elde ettiği verilere göre ne yapacağına kendisi karar veriyor. İstenirse üzerindeki dokunmatik ekrandan da ona soru sorulabiliyor. ROBOGED üyeleri, Lale’yi daha da geliştirmek ve ikinci insansı robot Papatya için çalışmalarını sürdürüyor.
 
Müze gezdirecek
TURGAY: Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. H. Levent Akın liderliğinde doktora ve yüksek lisans öğrencileri tarafından geliştirildi. ‘Robot Turgay’, insanların konuştuklarını anlayan ve onlarla birden fazla dilde konuşabilen sosyal bir robot olacak. Hastane, üniversite, müze gibi insan kalabalığının ve hareket dinamiğinin hızlı olduğu ortamlara uyum sağlayabilmesi hedefleniyor. Levent Akın, “Daha fazla robotu sisteme dâhil edeceğiz. Robotların kendi arasında işbirliği yaparak bir grup ziyaretçiyi gezdirebilmesini ve bunu yaparken okulda öğrenciler, hocalar ve diğer görevlilerle uyum içinde çalışmasını hedefliyoruz” dedi.
 
Futbol oynayan da var
NAO: ODTÜ’lü araştırmacılar ‘Nao’ isimli bir robot programladı. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinan Kalkan, Nao’nun oturabildiğini, kalkabildiğini, dans edebildiğini, konuşabildiğini,  ve futbol oynayabildiğini anlattı.
 
Hanife Baş / Milliyet