Mobil internet hızının yükselmesine paralel artan müşteri sayısı ve gelir seviyesi şirketleri daha hızlı altyapı teknolojilerini geliştirmeye itiyor. Bu alanda son 10 yılda yaşanan değişime bakıldığında gidilecek yönü tahmin etmek çok zor değil. Değişen teknoloji öncelikle kullanılan cihazların değişmesini beraberinde getirdi.
 
Değişen ve nitelikleri artan cihazlarla alınan hizmetlerin de boyutu değişti. 10-15 yıl önce internet üzerinden müzik indirerek dinlemek efsane bir gelişme olarak kabul edilirken bugün tamamen farklı cihaz türleriyle yüksel kalitede müzikten HD filmlere kadar çok farklı içeriklere ulaşmak sıradan faaliyetler haline geldi.
 
Ürün ve hizmetlerin çeşitlenmesi ise dünya çapında talebi patlattı. Yapılan hesaplamalara göre geçen sene dünya genelinde sadece bir ayda 1 exabytle’lık data transferi yapıldı. 1 exabyte’ın, 1 milyar gigabyte’a eşdeğer olduğu düşünülürse kartopunun daha şimdiden devasa bir boyuta ulaştığını görmek mümkün. Hesaplamalara göre dünyanın aylık data trafiği 2017’de 10.8 exabyte’a çıkacak.
 
3G’YE 129 MİLYAR $
Dünyayı bu rakama taşıyacak konu ise 4G ve hatta 5G gibi yeni iletişim teknolojileri olacak. Ülkeler hem teknolojik hem de ekonomik bakımdan öneme sahip bu alanda geri kalmamak için ince hesaplar yapıyor.
Devletler yeni nesil teknolojilere geçişte frekans ihalelerinde elde edecekleri geliri düşünürken şirketler yanlış ata oynamamak için elini ağırdan alıyor. 2000 yılında Almanya’da üçüncü nesil (3G) lisansları için yapılan ihalelerde şirketler beş lisans için toplam 45.8 milyar dolar ödedi. Avrupa, Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapılan ihalelerde harcanan toplam miktar ise 129 milyar doları buldu. Ancak büyük beklentilerin damga vurduğu bu dönem pek çok şirketin yanlış iş modeli sonucu iflasıyla sonuçlandı.
Şimdi pek çok şirket en avantajlı teknolojiyi en uygun şartlarda uygulamayı düşünüyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok AB’li ülke şu sıralar LTE veya 4G olarak bilinen yeni hızlı mobil iletişim teknolojisinin peşinde.
4G’nin hayata geçmesiyle sadece veri transfer hızının artması değil aynı zamanda da sunulan mevcut hizmetlerin çok daha çeşitlenmesi hedefleniyor. Ancak teknolojinin başarıya ulaşması için sadece yeni olması yeterli değil. Başarı için pek çok üreticinin altın kural olarak nitelediği üç şartın yerine getirilmesi gerekecek. Bunlar teknolojik altyapının kesintisiz olarak tesis edilmesi, fiyat performansın doğru olması ve sunulan hizmetlerde çeşitliliğin sağlanması. Tabii şirketler 4G üzerinde yeni planlar yaparken ufukta bir sonraki nesil, yani 5G daha şimdiden göründü bile. Şimdilerde Avrupa’dan Asya’ya pek çok ülke ve şirket 4G mi yoksa 2020’ye kadar sabredip 5G’ye mi geçsek diye hesap yapıyor.
 
5G, 4G’DEN FARKLI NE GETİRECEK?
-Dünyanın en hızlı internetine sahip Güney Kore, 4G yerine 5G’ye ağırlık veriyor.
-Ülke geçen sene bu alana 1.5 milyar dolarlık yatırım yaptı.
-AB ise 2020’de devreye girecek sistem için 8 milyar dolarlık yatırım planlıyor.
-5G’nin 4G’ye kıyasla bin kat daha hızlı olması bekleniyor. n Nesnelerin interneti (IoT) ile birlikte artacak cihaz sayısı ve gereken bant genişliğine sadece 5G cevap verebilecek.
-Akıllı ve insansız araç teknolojisi 5G ve sonrası teknolojilerle mümkün olacak.
-Bilgisayar, tablet ve cep telefonu gibi cihazlardaki işletim sistemleri tarihe karışacak.
-Cihazlar işletim sistemi dahil tüm bilgileri bulut bilişim üzerinden alacak. İnternette hız sorunu ortadan kalkacak.

Mahmut SANCAK/HT GAZETE