Anayasa Mahkemesi ‘unutulma hakkı' ile ilgili dikkat çeken bir karara imza attı. 1998 ve 1999 yıllarında ulusal bir gazetede, bir kişinin uyuşturucu kullandığı iddiasıyla adli para cezasına çarptırıldığı haberleri yer aldı. Kişi, 2013 yılında, haberlerin şeref ve haysiyetini zedelediği, özel hayatına ilişkin mahremiyeti ortadan kaldırdığı, topluma mal olmuş ünlü bir kişi olmamasına rağmen aile, iş ve sosyal yaşamını etkilediği gerekçesiyle internet arşiv sayfasından kaldırılması için basın kuruluşuna ihtarname gönderdi. Haber içeriklerinin kaldırılmaması üzerine kişi mahkemeye başvurdu ancak sonuç değişmedi. Bunun üzerine 2013 yılı Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

“HASSAS DENGE”

Şeref ve itibar hakkı ile ifade ve basın özgürlükleri arasında adil bir denge kurulması gerektiğine dikkat çekti. Kararda unutulma hakkının amacının, internetin yaygınlaşması ve sağladığı imkanlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamak olduğu belirtildi.
 
“İTİBARI ZEDELİYOR”

Başvurucunun şikayetine konu olan haberlerin sadece dijital alanda tutulmadığı ve içerik sağlayıcı tarafından saklanabileceğinin belirtildiği kararda, “Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle güncelliğini yitirdiği açıktır. İstatistiki ve bilimsel amaçlar yönünden de bu bilgilere internet ortamında kolaylıkla ulaşmayı gerekli kılan bir neden bulunmamaktadır. Bu bağlamda kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucu hakkında internet ortamında yayınlanan haberlerin kolaylıkla ulaşılabilirliğinin başvurucunun itibarını zedelediği açıktır” denildi.

Başvurucu hakkında yapılan haberlerin unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 17. Maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar verdi.