Dijital çağda müşterilerin gerçek zamanlı, kişiselleştirilmiş, her yerden ulaşılabilir ve karşılaştırılabilir çözümler araması, günlük yaşamlarıyla iç içe geçebilen ürün ve hizmetleri tercih etmeleri, bankaları da geleneksel iş modellerinin ötesine geçmeye zorluyor. Bu alanda çalışmalar sürdüren IBM, değişen teknoloji kullanım alışkanlıkları nedeniyle bankalar ve müşteriler arasındaki bağların aşındığı günümüzde, hem bankaları, hem de müşterileri mutlu edecek çözüm önerilerini açıkladı. Bu önerilerin bir kısmının kaynağında IBM’in öncü yapay zeka programı Watson yer alıyor.
 
Evrendeki tüm veriler, bilgiler ve kişisel bilgi birikimi üzerinde mantık yürütecek ve kararlara yardımcı olabilecek bir sistem hayal edin. IBM Watson geleneksel, programlanabilir bilgisayar sistemlerinden farklı, yeni bir çağ başlattı. Çok fazla kaynağın olduğu sektörlerde, Watson saniyeler içerisinde milyonlarca kaynağı analiz etme gücüne sahip. Öğrenme, dili kullanma, iş dünyasındaki protokolleri keşfetme ve doğal dilde iletişim kurma yeteneği sayesinde IBM Watson, karar alma biçimlerimizde devrim yaratıyor, yeni uzmanlarımız haline geliyor ve kendi uzmanlığını dünyayla paylaşıyor.
 
Gücü büyük verileri hızla analiz etme kabiliyetlerine dayanan, IBM Watson’un liderlik ettiği bilişsel bilgi işlem sistemleri, verinin yoğun olarak kullanıldığı bankacılık ve pazarlama gibi kilit alanlarda fark yaratmaya, sektörlerin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor. IBM Watson, bilişsel işlem gücünü kullanarak bankalar gibi birçok sektörde müşterileriyle ilişkilerinde bir iş danışmanı pozisyonuyla fark yaratıyor. Örneğin Afrika’daki Standard Bank, müşteri verilerini en etkin biçimde kullanarak ciddi avantajlar kazanıyor.
 
Gartner: 2017’ye kadar tüketicilerin %80’i kendilerine ait özel bilgileri, daha kaliteli, daha kişiselleştirilmiş veya daha ekonomik hizmet almak amaçlarıyla paylaşmış olacaklar
Son yıllarda, sosyal medya ve mobil kullanımının artması nedeniyle bireylerin ürettiği bir kısmı anlık ve gerçek zamanlı verilerde çarpıcı değişimler yaşanmakta. Bu veriler bankaların ve finans kuruluşlarının müşterilerini daha iyi tanımasına ve müşterilerinin anlık veya gelecekteki ihtiyaçlarını doğru zamanlama ile tahmin etmesine imkân sağlıyor. Bankalar müşterilerini çok daha iyi tanıyabilme ve onlara kişiselleştirilmiş hizmetler önerebilme imkânına kavuşuyor. Bu alanda nasıl performans gösterdikleri, kurumlar arasındaki rekabette kimin başarılı olup, kimin başarısız olacağını belirleyen ana unsurlardan birisi halini alacak.
 
Banka statüsü taşımayan firmaların, ödemeler gibi temel bankacılık fonksiyonlarında boy gösterip bankalara rakip olması banka müşterilerinin hizmet beklentisini arttıran ve memnuniyet ilişkisinin değişmesine neden olan faktörler arasında. PayPal gibi örnekler “yeni girişimcilerin” dijital inovasyonları ne kadar iyi kullanabildiğini ve bu şekilde bankalar için bir tehdit unsuru oluşturduğunu gösteriyor. Aynı zamanda banka müşterilerinin hizmet beklentisini de arttırarak banka ve müşteriler arasındaki memnuniyet ilişkisinin de değişmesine neden oluyor. Bu nedenle müşteriler daha talepkar, sadakatleri daha düşük seviyelerde ve “comparison shopper” yani “kıyaslayıcı alıcılar” haline geliyorlar.
 
IBM’in Individual Enterprise araştırması mobilite ve sosyal medyanın bankacılığı nasıl yeniden tanımladığına dikkat çekiyor. IBM’in analitik ve mobil çözümlerinden faydalanan bankalar, ayrıca yanlış harcanan masrafları tespit edebiliyor ve böylelikle hız, verimlilik ve müşteri memnuniyeti ve sadakatini artırabiliyorlar.