Yerli üretimi korumak için ithal cep telefonlarına ek vergi yoluyla zam geleceğine yönelik çalışma ve tartışmalarla ilgili değerlendirmede bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Dünyada buna taraf olan bütün aktörleri (cep telefon üreticilerini) çağırdık buraya. ‘Gelin kendinizi savunun’ dedik. Böyle bir iddia var. Sübvansiyon yaptığınıza yönelik, haksız rekabet yaptığınıza yönelik diye. Onlar da geldiler savunmalarını yaptılar. Şimdi bunun üzerine tekrar itirazlar oluyor. Sonuçta bir karara doğru gidiyor şimdi. O karar da 1, 1.5 ay içinde çıkar” dedi. Zeybekci, cep telefonlarına yönelik zam tartışmalarını Milliyet’e Endonezya’da değerlendirdi.


 
16 milyon cep geliyor
İthal cep telefonlarına yönelik bir hamle planlanıyor. şu anda ne aşamada? Başka proje var mı?
Biz Türkiye olarak sadece telefonda değil 20 ayrı grupta önlemler aldık. Çok da başarılı olduk. İthalattan bahsediyorum. Her şey var içinde. Deriden ayakkabıya, mobilyadan elektrikli ev aletlerine bir çok şeyde. Duvar kağıtlarından kağıt ürünlerine. Bir süreç bu. Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre yaptığınız bir süreçte biz ocak ayında cep telefonu ile ilgili Resmi gazete’de bu soruşturmayı yayınladık ve dünyada buna taraf olan bütün aktörleri çağırdık. Kendilerini savunmak üzere çağırdık buraya. ‘Gelin kendinizi savunun’ dedik. Böyle bir iddia var. Sübvansiyon yaptığınıza yönelik, haksız rekabet yaptığınıza yönelik diye. Onlar da geldiler savunmalarını yaptılar. Şimdi bunun üzerine tekrar itirazlar oluyor. Sonuçta bir karara doğru gidiyor şimdi. O karar da 1, 1.5 ay içinde çıkar. Biz 6 aylık dış ticareti değerlendirme toplantısında ‘böyle bir çalışma da var’ dedik. Böyle bir şey var, yok, net şu oluyor anlamında söylemedik. Olsa dahi söylüyorum. Bunun cep telefonu fiyatlarına en ufak bir fiyat artışı şeklinde yansıyacağını düşünmüyorum.
 
Ama son gelişmeler cep telefonlarına 500 liraya kadar zam geleceği şeklinde yorumlandı.
Maalesef ülkemizdeki fırsatçılar diyelim fırsat ekipleri, bizim oradaki yapmaya çalıştığımız şey, bu cep telefonunda ülkemizde bir teknolojinin oluşması üretimin oluşması, bunu desteklemek. Amaç niyet bu. Rakamlar inanılmaz tabii. Yıllık 13 milyon adet telefon giriyor Türkiye’ye. Biz yaklaşık olarak 16 milyon olarak da tahmin ediyoruz. Bu da yaklaşık olarak 3.5 milyar doların üzerinde bir rakam. Direkt bu cari açık. Türkiye olarak soruyorum Allah aşkına. Buna dikkat etmemiz ve incelemeye almamız bunun üzerine gitmemizin Türkiye’ye faydası mı var zararı mı var?
 
‘Niye üretmiyorsunuz...’
Peki yabancı firmalara ne dediniz?
‘Bunu niye Türkiye’de üretmiyorsunuz’ dedik biz firmalara. Bunun katma değerinin, işçiliğinin, teknolojisinin, Türkiye’de üretilsin diyoruz biz. Kendimiz bir cep telefonu markası çıkaralım anlamında söylemiyorum. iPhone ya da başka markalar adı her neyse getirsinler Türkiye’de üretsinler istiyoruz. Teknolojinin montajdan da başlayarak bir şekilde yavaş yavaş Türkiye’de bir tortu bırakacak şekildi bu teknolojinin Türkiye’ye gelmesini istiyorum.
 
Buna karşılık gelen yanıtlar ne oldu?
Çalışıyoruz, bunun yöntemleri var. Söylüyorsunuz, teşvik veriyorsunuz, destek ediyorsunuz, öbür taraftan da önlem alıyorsunuz. Bu da bir tedbir. Bizde de 3 firma (yerli) üretim yapıyor. Bire bir aynı fonksiyonlarıyla, bildik markaların aynı özelliklerini şu anda Türkiye’de yapılan telefonlarda da bunu sağlayabiliyorsunuz.
 
Cari açık ne olacak?
Türkiye için önemli bir sorun cari açık. Bu alandaki son gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?
Tarihimizdeki en yüksek ihracatın ithalatı karşılama oranlarına doğru gidiyoruz. Yılsonu itibariyle yüzde 80’ler seviyesine geleceğiz. Şu anda yüzde 70’lerde. Ama bavul ticareti ve serbest bölge ihracatı da bunun içine dahil olduğu zaman. Yüzde 80 ihracatın ithalatı karşılama oranı. Dolayısıyla cari açıkla ilgili çok iyi iyileşme var.
 
‘Ekonomi seçimi kaldırır büyük bir tahribat yapmaz’
Sivil toplum örgütleri seçim yapılırsa 2015’in de kaybedileceğini söylüyor, yeni bir seçim ekonomiyi olumsuz etkiler mi?
Seçimler olduğu için ekonomi zarar görür endişesiyle Türkiye’yi bir yere yönlendirmeye çalışmak yanlış olur. 2016, 2017, 2023’e kadar geleceği kurtaracaksam 2015’in ikinci yarısı ile ilgili Türkiye’nin ikinci bir seçim yapması Türkiye’deki ekonomimizin üzerinde büyük bir tahribat yapmaz. Türk ekonomisi bunu çok rahatlıkla kaldırır. Geçen senenin haziran ayına baktığımız zaman bütçe açığı ile 3.2 milyar TL bütçe fazlası vermişiz haziran ayında. Biz haziran ayında seçim yapmadık mı? Böyle bir şeyle bu ülkenin ekonomisine haksızlık yapmanın, kimse böyle bir yapmasın. Ha şu olur mu? Birilerinin istemediği yönde bir milli irade oluşması söz konusu olduğunda birileri bunu manipüle eder mi etmez mi? Onu tekraren tırnak içinde buradan not olarak söylüyorum. Buna da dikkat etmek lazım.
 
‘Dolarda kur Oyununa dikkat’
Dövizdeki hareketlenmeler... Bu yükselişler normal mi?
Kurla ilgili kısım tam anlamıyla spükelatiftir. Gün içinde insanlar bunu 10 milyon dolarla 50 milyon dolarla speküle edebiliyorlar ve oradan rant temin ediyorlar. Burada Türkiye’nin dış borç yapısına baktığımız zaman özel sektörün borçlanma yapısına baktığımız zaman Türkiye’nin endişe edecek hiçbir şeyi yoktur. Onun için bu spekülatörlere, spekülatif amaçlı kur üzerinde oynayanlara asla ve asla itibar etmemek lazım. Dokunmamak lazım, bırakmak lazım. Siz devlet olarak Merkez Bankası olarak ya da başka sistemlerle bu oyuna girdiğiniz anda oyun bir anda dalga büyümüş oluyor. Onun için buna girmemek lazım.

Abdullah Karakuş / Milliyet