Ergi Şener / TEKNOLOJİGUNDEM.COM
Metamorfoz ICT Inc.
@ergisener


Çağımızın en vizyoner CEO’larının başında gelen Steve Jobs neredeyse 4 yıldır aramızda yok. Ancak onun iş dünyasına kazandırdığı düşünce tarzı, felsefesi ve metotları hala etkisini ve güncelliğini korumaya devam ediyor.
NTV Yayınları tarafından yayınlanan Daniel Smith’in “Steve Jobs Gibi Düşünmek” (How to Think Like Steve Jobs) kitabını okuduktan sonra, bu kitaptan çıkardığım notları ve kitap sayesinde tekrar Jobs’un örnek alınabilecek özelliklerini paylaşmak istedim...
 
Yazarın “evrende iz bırakmaya çalışan ve bunu defalarca başaran biri” olarak nitelendirdiği Steve Jobs’un başarı formülü, en basit ifadeyle şu şekilde özetlenebilir:
“Teknolojiyi basitlik odağıyla, kullanıcı deneyimi doğrultusunda geliştir; inovasyonu her zaman işinin temelinde tut; birlikte çalıştığın insanları iyi seç ve takım çalışmasına inan; ihtiyacını hissettiğin ve kendi günlük yaşamında kullanacağın ürünleri tasarla ve geliştir...”
Yazması ve söylemesi bu kadar kolay olsa da, asıl zor olan ve belki de Steve Jobs’un rekabette kopyalanamamasının ve dehasını ortaya çıkarmasının sebebi, bu formülü gerçekleştirmek için gerekli olan her şeyi, örnek bir yönetimle ve süreklilik arz edecek şekilde icra etmesiydi. Gelin isterseniz Steve Jobs’un söylemleri doğrultusunda bu formülün bileşenlerini inceleyelim:

Steve Jobs - 'If Today Were the Last Day of My Life':
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)

 

TEKNOLOJİDE BASİTLİK
Steve Jobs’un tüm işlerinin temelinde, basitlik anlayışı hakimdi. Daha 1977’de Apple’ın, Leonarda Da Vinci’ye ait “basitlik en sofistike noktadır” sözünü slogan olarak kullanması, organizasyon kültürüne bu anlayışın o zamanlardan itibaren yerleştirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Bugün Apple’ın en temel rekabet avantajı yakaladığı noktaların başında yer alan “kullanım kolaylığı”, markanın müşterileriyle sağlam bir bağ kurmasının da altında yatan etkenlerden birini oluşturuyor.
Steve Jobs’un uzmanlığı, doğası gereği sürekli karmaşık problemlerle uğraşan teknoloji sektöründeki karmaşıklığı alıp iyice öğrenmeye, sonra da insanlar için basitleştirip güzel bir şekle dönüştürerek satmaya dayanıyordu. Steve Jobs, farklı teknolojileri, tıpkı bir makinenin dişlileri gibi bütünü oluşturacak şekilde parçalar halinde birleştirerek, ortaya “unique” (benzersiz) bir ürün çıkarma konusunda eşsiz bir deneyime sahipti.
Steve Jobs’un basitlik arayışı, kullanıcı deneyimiyle başlamaya dayanıyordu. Bununla ilgili “Önce kullanıcı deneyimiyle başlayıp, sonrasında teknolojiyle çalışmayı ilerletmelisiniz, diğer türlü değil...” sözü, günümüzde de kullanıcı deneyiminin önemini belirtmede en çok kullanılan düsturlardan biri haline gelmiş durumda.

Customer Experience and Innovation:
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)


 
HER ALANDA, HER AN İNOVASYON
Turkcell’de çalıştığım dönemde CEO olan ve benim de yakın çalışma imkanına sahip olduğum, Süreyya Ciliv, Steve Jobs’un Apple’a tekrar dönmeden önce verdiği bir röportajdaki inovasyon vurgusunu sıkça örnek gösterir ve şirketin tüm bölümlerini inovasyonla fark yaratmaya teşvik ederdi. Süreyya Bey’in strateji toplantıları dahil pek çok kez paylaştığı bu videoda Steve Jobs, Apple’a gerekli olan ilacı şu şekilde ifade ediyor:

“Apple’a gereken tedavi şu: Zor durumundan inovasyon yoluyla çıkmak.”
Apple’s Treatment: Innovation

(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)


 
Öte yandan, Steve Jobs gerçek inovasyonun ancak odaklanmayla mümkün olacağını ve odaklanmanın da “gerekli durumlarda hayır diyebilmek” olduğunu özümsemişti: “Yaptığımız kadar yapmadıklarımızla da gurur duyuyorum. İnovasyon 1.000 şeye hayır demektir.”

Focusing is about saying no:
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)


 
İnovasyonu yaptığı her işin temelinde tutan bir lider olarak, bunun sancılı bir süreç olduğunu, hatta bazı anlarda hayal kırıklıkları yaratabileceğini de biliyordu: “Bazen inovasyon hata getirir. Bu durumda izlenecek en iyi yol, hataları çabucak kabul edip diğer inovasyonları geliştirmeye koyulmaktır” diyerek inovasyon sürecinde hataların hızla farkına varıp, bunlardan ders çıkarmanın önemini vurguluyordu.
Silikon Vadisi iş yapış tarzının en önemli parametrelerinden olan “hız” da Steve Jobs’un sürekli olarak üzerinde durduğu bir kavramdı: “Gerçek sanatçılar işi çıkarır. Sonuçta malı teslim edemeyeceksen inovasyona vakit ayırmanın bir anlamı kalmaz.”
 
İYİ BİR TAKIMIN ÖNEMİ
Steve Jobs’a göre harika işler “insanların önünü açan bir çevrede çalışan ve ortak bir vizyonu paylaşan yetenekli kişilerin oluşturduğu bir ekipten çıkıyordu”... Jobs, inovasyonun ve başarının tek kişiyle gerçekleşmeyeceğini, sürdürülebilirlik için takım olgusunun ne kadar kritik olduğunu özümsemişti. Takım oluştururken de heterojenlik ilkesini benimseyerek, işe olan yeteneklerinin yanında, farklı hobileri ve ilgi alanları olan kişilerden ekipler yarattı; müzisyenler, sanatçılar, tarihçiler, vb...
Takım çalışmasına verdiği önemi anlatırken, kendisinin de hayranı olduğu Beatles’ı sıkça örnek gösteriyordu: “İş yapış modelim Beatles modelidir. Birbirlerinin olumsuz eğilimlerini kontrol altında tutan dört adam vardı. Birbirlerini dengelediler ve toplamları parçaların toplamından daha büyük oldu. İş hayatını işte böyle görüyorum: İşteki büyük başarılar hiçbir zaman bir kişi tarafından yapılmaz, bir grup insan tarafından yapılır.”

Steve Jobs My Model in Business is the Beatles:
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)


 
Steve Jobs’un hep en iyilerle çalışmaya özen gösterdiğini de anlıyoruz. Bu konuda da günümüz işe alım profesyonellerinin ya da organizasyon oluştururken nitelikten ziyade görüntüye önem veren yöneticilerin çıkarması gereken oldukça önemli dersler var. Şu iki alıntının çok önemli olduğunu düşünüyorum:
“Şunu öğrendim ki belli şeyleri yapmada inanılmaz derecede iyi insanlar var ve bunlardan birinin yerine 50 vasat insan koysan aynı işi görmez...”
“A sınıf yöneticiler A sınıfları işe alır, B sınıflar C sınıfları...”
Anlayana çok şey ifade ediyor!..
 
MÜŞTERİ NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLİR Mİ?
Steve Jobs, pazar araştırmasının inovasyonda işe yaramadığını düşünüyordu. Bunun sebebini de "Ürünleri odak gruplarına göre tasarlamak gerçekten zordur. Çoğu zaman insanlar, siz onlara gösterene kadar neye ihtiyaç duyduklarını bilmezler” diyerek açıklıyordu.
Jobs’a göre “müşterilere ne istediklerini sorup onu vermeye çalışamazsınız; çünkü onu yapmayı tamamladığınızda artık başka bir şey istiyor olacaklardır”...
Jobs’un pazar araştırması konusunda esprili bir paylaşımı da şu şekilde: “Sizce Alexander Graham Bell, telefonu icat etmeden önce pazar araştırması yapmış mıdır?”
Haksız mı?:)

Steve Jobs on Market Research:
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)

 
Jobs’un pazar araştırması yerine, kendimizi yeni ürün ya da inovasyon çalışmalarımızda test edebileceğimiz çok basit ama aynı zamanda etkili bir yöntemi vardı: “Biz kendimizin ne istediğini buluyoruz ve detaylı düşünüp, başka insanların da onu isteyip istemediğini anlayabilecek disipline sahibiz.”
Bugün çok büyük bütçeler ve beklentilerle geliştirilmesine rağmen lanse edildiği gün kayıplara karışan pek çok ürünün başarısızlığındaki temel sebebi anlamak aslında bu kadar basit. Ürünü geliştirirken, süreçlerle boğuşmaktan o ürünü kendi günlük hayatımızda kullanıp kullanmayacağımızı düşünmüyoruz!
 
BİR TOPLULUĞUN ÜYESİ OLMAK
Dikkat edin, aldığınız bir Apple ürününü genelde size ilk pazarlayan hep arkadaşlarınız ve yakın çevreniz olmuştur. Bu aslında Steve Jobs’un oluşturduğu gönüllü Apple taraftarlığı ve Apple topluluğunun bir sonucu.
“Jobs’un en büyük becerilerinden biri de müşterilerinin bir taraftan kendini hür düşünceli insanlar, bir taraftan da özgürlükçü, yaratıcı ve ilerici bireylerden oluşan bir topluluğun parçası gibi hissetmelerini sağlamaktı.”
En kolayı da bunu parasını verip satın aldığınız teknolojik bir ürünle elde edebiliyor olmanız...
 
NOKTALARI BİRLEŞTİRMEK
Hayat, Fibonacci serisinde (1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, ... şeklinde ilerleyen her bir sayının kendinden önce gelen iki sayının toplamı olduğu seri) olduğu gibi; her bir olay, kendinden önceki olaylarla bağlantılı bir şekilde ilerliyor; iki adım öncesine dönüp bakarsak, bir sonraki adımın da ne olacağını tahmin edebilme imkanımız yüksek. Steve Jobs’un da bu konuya bakışı “İleriye bakarak noktaları birleştiremezsiniz; bunu sadece geriye bakarak yapabilirsiniz. Bu yüzden noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine güvenmelisiniz. İster kader deyin, ister karma; bir şeye güvenmelisiniz” şeklindeydi.

 
Steve Jobs’un öğretilerinin “noktaları birleştirme sürecinizde” sizlere yol göstermesi dileğiyle...
 
Steve Jobs Lesson - Truly love what you do:  
(Videoyu izlemek için fotoğrafa tıklayınız)