Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar, tehdit açısından bakıldığında siber savaşın giderek yaygınlaştığını ve asimetrik bir şekilde genişlediğini belirterek, konunun askeri mesele olarak değerlendirilmeye başlandığını söyledi.

Bayar, Uluslararası Siber Savaş ve Güvenlik Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, konferansı düzenlemedeki amaçlarının, bu alandaki kollektif bilgi ve deneyimi artırmak olduğunu, çünkü herkesin ağ ve sistemlerini tehdit eden bir saldırıyla karşı karşıya bulunduğunu söyledi.

Meslektaşlarına ağ ve bilgisayarların siber güvenliğiyle ilgili sorular sorduğunda “en iyisi fişi çekmek” yanıtı aldığını dile getiren Bayar, “Gördüğüm, anladığım kadarıyla şimdi en teknolojik çözüm bu ama umut ediyoruz ki bu durum çok daha iyiye gidecek, sadece fiş çekmekle yetinmeyeceğiz” diye konuştu.

Bilgi paylaşımının beraberinde bir tehdit getirdiğini anlatan Bayar, şimdiye kadar çok ciddi kaçaklar ve sızıntılarla karşı karşıya kalındığına, bunların sıklığının arttığına işaret etti.

Askeri iletişim konusunda network merkezli çalışmaların çok stratejik olduğunu vurgulayan Bayar, bu yapıları silahlı kuvvetlerde oturtmaya çalıştıklarını ama bununla birlikte siber güvenlik konusunun da karşılarına geldiğini belirtti. Bayar, şöyle konuştu:

“Tehdit açısından baktığımızda siber savaş giderek yaygınlaşıyor, asimetrik bir şekilde genişliyor. Burada kiminle karşı karşıya olduğunuzu, düşmanınızın kim olduğunu bilmiyorsunuz, etkileri ise çok çok büyük olabiliyor. Bunun ne olduğunu anlamaya ve yorumlamaya çalışıyoruz. Bu cezai faaliyet mi, suç mu, uluslararası hukuki mesele mi, askeri faaliyet mi nasıl yorumlayacağız? Doğasından dolayı bu faaliyetlere tanım getirmekte zorlanıyoruz.”

ABD’deki bazı değerlendirmelere bakıldığında bu faaliyetlerin, “zor kullanım olmaksızın belli başlı suç faaliyetlerinin yürütülmesi” olarak tanımlandığını dile getiren Bayar, bu bağlamda, kinetik silahların bir siber saldırıya yanıt olarak kullanılabileceğinin ifade edildiğini belirtti. Bayar, konunun giderek bir askeri mesele olarak değerlendirilmeye başlandığına dikkati çekti.

Murat Bayar, siber saldırıların kapsamında, gündelik yaşamdan ekonomiye, hükümet kurumlarından alt yapı ve silahlı kuvvetlere uzanan geniş bir tehdit alanından söz edilebileceğini, bunlara karşı korunmanın ise son derece karmaşık olduğunu söyledi.

Estonya, Gürcistan ve İran’da, son derece iyi organize olmuş, son derece güçlü saldırılar yaşandığını anlatan Bayar, bunların sadece bir sistemi sekteye uğratmaya yönelik olmadığını, zarar vermeyi hedeflediklerini ifade etti.

Türkiye’nin siber güvenlik alanında bir koordinasyon komitesi geliştirdiğini ve bir komutanlık kurduklarını dile getiren Bayar, böylece yapılan ve yapılacak çalışmaları koordine etmeye çalıştıklarını belirtti.

Müsteşarlığın silahlı kuvvetlerin olanaklarının geliştirilmesi konusunda sorumlulukları bulunduğunu ifade eden Bayar, şimdiye kadar daha alışıla gelmiş alanlarda, silahlar konusunda çalışmalar yaptıklarını, şimdi ise siber olaylar bir askeri savunma konusu haline geldiği için bu alanda da çalışmalar yürütmeye başladıklarını söyledi.

Bayar, bilgi güvenliğinin günümüzde en önemli güvenlik endişesi olarak karşılarında durduğunu vurgulayarak, siber savunma alanında bir komutanlık kurulmasıyla birçok projeyi hayata geçirdikleri bilgisini verdi.

Murat Bayar, güvenlik sistemlerinin paylaşılmasıyla daha güvenli bilgi paylaşımının sağlanabileceğini ve saldırılara daha güçlü yanıtlar verilebileceğini kaydetti.

-Saldırı kolay, kanıtlamak zor

HAVELSAN Bilişim ve Güvenlik Teknolojileri Grup Başkanı Murat Saral da teknoloji kullanımının artmasıyla günümüzde ortaya çıkan tehditlerin de değiştiğini belirterek, bilişim sistemlerindeki güvenlikte zafiyetler olduğunu söyledi.

Siber güvenliğin ulaşım, iletişim, sağlık, sosyal güvenlik ve yargı alanları için de önemli olduğunu ifade eden Saral, evlerdeki bilgisayarlarda dahi casus yazılımların olabildiğini, tehditlere karşı önlemlerin her alanda alınması gerektiğini belirtti. Saral, şöyle konuştu:

“Siber saldırılarla bir ülkenin bütün kritik yapı ve sistemlerinin ele geçirilebildiğini görüyoruz. Günümüzde siber ordu, en etkili ve ucuz oluşturulabilecek ordu. Bunların saldırganlarını tespit edemiyorsunuz. Siber saldırıların ticarileştiğini görüyoruz. Saldırıyı, herhangi bir kişinin evindeki bilgisayarla yapması mümkün ve kanıt elde edilmesi de çok zor.”

ABD savunma firması Lockheed Martin’in Uluslararası İş Geliştirme Yönetmeni Mark Gittins, büyük firmaların kurumlarını ve altyapılarını korumalarının önemli olduğunu, korudukları verilerin faaliyet alanları dikkate alındığında bunların aynı zamanda hükümetin de verileri olduğunu söyledi.

Siber tehdit ve tehlikelerin arttığını ifade eden Gittins, günümüzde kurumların, hükümetlerin, devletlerin yanı sıra sanayi, mali ve finansal sektörlerin de hedef alındığını belirtti.

Gittins, siber tehlikenin devamlı olduğunu ve daha organize hale geldiğini dile getirerek, “2000’li yılların başında tehditler bu kadar büyük değildi. Günümüzde ise son derece organize saldırılar gerçekleşiyor. Bu nedenle firmalar bilgi teknolojileri altyapılarını yeniden şekillendirmeli” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri ve Siber Savunma Komutanı Albay Cengiz Özteke de 21. yüzyıldaki buluşlarla bilgi teknolojisinin, insan hayatında önemli bir yer edindiğini söyledi.

Yeni teknolojilere gün geçtikçe daha bağımlı hale gelindiğini aktaran Özteke, her geçen gün büyüyen bu alanın siber savaşı da beraberinde getirdiğini bildirdi.

Siber savaş alanının kara, hava, deniz ve uzayın yanında beşinci savaş alanı olduğunu ifade eden Özteke, bu yeni savaş alanının diğer savaş alanlarından bazı farklılıklar gösterdiğini, en temel farklarından birinin ise siber savaşın asimetrik bir yapı sergilemesi olduğunu anlattı. Albay Özteke, siber savaşta çok az bir çabayla büyük etkiler elde edilebildiğini söyledi

Diğer savaş alanlarında pahalı ekipmanlar ve silahlara ihtiyaç bulunduğunu, bunun aksine siber savaşta çok az sayıda uzmanla karşı tarafa kritik zararlar verilebileceğini belirten Özteke, saldırı kaynağının tespit edilmesinin güçlüğünün, siber saldırının bir başka özelliği olduğunu aktardı.

-Uluslararası iş birliği

Siber saldırının sınır ötesinden de gelebileceğini belirten Albay Özteke, buna karşı karşı uluslararası iş birliğinin kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdi. Özteke, ''Uluslararası kanun, siber çatışmalar için kullanılabilir mi? Zor kullanma tabirinin siber alandaki eş değeri ne olacak? Siber saldırılar silahlı bir saldırı olarak kabul edilebilir mi veya böyle bir saldırıya orantılı yanıt ne olacak? Bir askeri kampanya ile siber saldırıya yanıt verebilmemiz normal kabul edilebilir mi? Uluslararası hukuk açısından baktığımızda en çok tartışılan konulardan biri bunlar'' diye konuştu.

Türkiye'nin siber saldırılara karşı aldığı tedbirlere de değinen Özteke, ''Başlangıç noktamız, siber saldırıları ulusal tehdit olarak görmek oldu. Biz siberi de ulusal kuvvetin gücü, bir parçası olarak kabul ettik'' dedi.

Bakanlar Kurulunun, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığını koordinatör olarak atadığını, siber güvenlik yönetişimi için Siber Güvenlik Kurulu kurulduğını aktaran Özteke, bunun yanı sıra Ulusal Siber Stratejisi ve Eylem Planı hazırlandığını, siber saldırılara hızlı yanıt vermek ve yanıt süreçlerini koordine edebilmek için Ulusal Siber Olay Yanıt Merkezi oluşturulduğunu belirtti.

-Üst seviyede savunma

Türk Silahlı Kuvvetleri olarak siber programı ulusal ve NATO birimleriyle uyum içinde yürüttüklerini ifade eden Albay Özteke, Genelkurmay Başkanlığı altında Siber Savunma Komutanlığı oluşturduklarını ve koordinasyonu bu şekilde yürüttüklerini bildirdi

Siber savaş ile elektronik savaş  teknolojilerinin bir birine hızla yaklaştığını ifade eden Albay Özteke, bu iki alanın gelecekte çok daha yakınlaşacağını tahmin ettiklerini ve çalışmaları bu fikre göre yürütüklerini aktardı.

Özteke, ''Siber saldırılara karşı savunmayı en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Siber saldırılarda görülen artışla mücadele etmeyi planlıyoruz. Bu bizi hergün etkiliyor. Siber saldırılar, sanal olmaktan çıkıp daha gerçekçi ve fiziksel neticeler veriyor. Bizim de bu fiziksel etkilere karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor'' dedi.