İTÜ Arı Teknokent CEO’su Doç. Dr. Deniz Tunçalp, Türkiye’de tarım teknolojisi alanında yatırım açığı bulunduğunu belirterek, “Geniş tarım arazileri ve tarım geleneği olan bir ülkeyiz. Tarım biyoteknolojisi, hassas tarım ve genel olarak tarım teknolojileri üzerine daha fazla yatırım yapılması şart” dedi.

Az kişi ilgileniyor

Giderek artan dünya nüfusunu etkin ve sağlıklı bir üretimle besleyebilmenin geleceğin en temel sorunlarından biri olduğunu dile getiren Tunçalp, “Oysaki büyük şirketlerimiz veya filiz girişimlerimizden görece çok azı bu konuya eğiliyor. Biz İTÜ Arı Teknoknet olarak konunun önemine inanıyor ve bu alanda ekiplerini kurmuş, uzmanlık taşıyan ve nesnel ilerleme kabiliyeti gösteren tüm ekipleri girişimcilik programlarımıza ve teknokent ekosistemimize davet ediyoruz. Bu alana yatırım yapan büyük ölçekli firmalarımızı da çalışmalarını kendi laboratuvarları ve ofislerden çıkarıp Arı Teknokent ekosistemine taşıyarak girişimcilik ve açık inovasyona dayalı çarpan etkisinden faydalanmaya çağırıyoruz” dedi.

Tunçalp, dünyada artan nüfusun tarım alanları üzerinde baskısını artırdığını da aktararak, öte yandan endüstriyel tarım üzerinde doğallıktan uzaklaşıldığı, belirsiz sağlık riskleri yarattığı yönünde önemli eleştiriler olduğunu kaydetti.

Yaş ortalaması arttı

Deniz Tunçalp, “Hayvanları kesmeden laboratuvarda et üretmeye yönelik girişimler, dünyada çok büyük değerlemelere ulaşıyor. Dünyada teknoloji üretimi ile tanınan İsrail’de devletin doğrudan stratejik öncelik olarak belirleyerek inovasyon otoritesi eliyle yatırım yaptığı üç yeni teknoloji alanından birisi tarım alanları ve ürünlerinin veriminin çok artırma potansiyeli olan ‘precision faming (hassas tarım)” diye konuştu.

Türkiye’de son dönemde belli alanlarda uzmanlığı ve bilgisi olanların daha fazla start up kurmaya başladığına da değinen Deniz Tunçalp, “Bize başvuran girişimcilerin yaş ortalaması artarak 30’a geldi. İş hayatında belli alanlarda deneyim kazanıp girişime yönlenenlerde artış var. Bir uzmanlık mutlaka biriktirmek gerekiyor. İşler biraz da sahada belli oluyor. Artık öncesinde de fikrinizi ve pazarı test etmeniz gerekiyor. Bir site kurup, üç beş kişiyle konuşup ön bir yoklama yapmak gerekiyor. Talebi tespit edip ona göre yola çıkmak lazım” ifadelerini kullandı.

Anadolu’daki şehirlerde partnerleri olduğunu da dile getiren Tunçalp, Ankara, Bursa, İzmir ve Gaziantep gibi şehirlerden de start up’ları yurtdışına açtıklarını dile getirdi.

Başarı hikayesi olanlar

Küresel ölçekte vites büyüten pek çok girişimleri olduğunu da aktaran Deniz Tunçalp, “E-spor’un önemli oyuncularından olan Teleporter VR, yapay zeka destekli görsel tanıma ve arama yapan Bunsar, 3D bioprinting sistemleri geliştiren AxolotlBio, Funimate uygulamasına sahip Pixery, hareket tanıma sistemi Walk OVR bunlar arasında” bilgisini verdi.

Her girişim start up değil

Türkiye’de start up ekosisteminin büyümesi gerektiğini belirten Tunçalp, gerçek anlamda start up diyebileceğimiz girişim sayısının 8-10 bine gelmesi gerektiğini kaydetti. Tunçalp, “Girişimle, start up arasında fark var. Her girişim start up değil. Yaptığınız işin büyüme potansiyeli bulunması ve yatırımcı için cazip olması gerekiyor.

Bizim teknokent olarak, Bigg, Çekirdek, Magnet ve Innogate Uluslararası Hızlandırma Programlarımız var. Bunlarla her boyutta start up’a destek veriyoruz. İhracata yönelenlerin sayısı arttı” dedi.