Üstelik bu yöntemler ABD ve Rusya gibi ülkelerde Facebook’ta yayınlanan sahte haberler aracılığıyla seçim sonuçlarını bile etkileyebiliyor. Hal böyle olunca da özellikle seçim atmosferindeki Türkiye’de de dijital dünyadaki temel doğrulama araçlarını kullanmanın önemi gittikçe artıyor. Dolayısıyla internet ve sosyal medyada gördüklerinize sorgulamadan hemen inanıp paylaşmadan önce, şu doğrulama araçlarını kullanmakta fayda var...

1- Bu fotoğraf gerçek mi?

Sosyal medyada karşılaştığınız bir fotoğrafın gerçek veya sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan en yaygın yöntem, Google’ın görsel arama fonksiyonu. https://images.google. com/ adresinden ulaşılan bu servise, fotoğraf yükleyerek veya URL adresini kopyalayarak, fotoğrafın kaynağına, benzerlerine ve içeriğin tarihine ulaşabilirsiniz. Bu şekilde, fotoğrafa konu olan olayın, ne zaman meydana geldiği ve fotoğrafın daha önce nerelerde kullanıldığı konusunda bilgi edinebilirsiniz.

2- Ekran görüntüsü ile oynanmış mı?

İnternette özellikle sosyal ağlar aracılığıyla pek çok ekran görüntüsü (caps) paylaşılıyor. Ancak bunların resim formatında olması, her zaman gerçek olduğunu anlamına da gelmiyor. İnternette sahte ‘caps’ yapmak için pek çok program var. Bunların tuzağına düşmemek için de söz konusu fotoğrafın çekildiği tarih, yer, boyut ve ekipman gibi bilgilerini içeren EXIF bilgilerine bakılabilir. Tersten görsel arama motoru olan TinEye, görsellerin ilk olarak nerede kullanıldığından nasıl kullanıldığına, üzerinde değişiklik yapılmışsa eski versiyonlarına ve eğer varsa yüksek çözünürlüklü kopyalarına ulaşmayı sağlıyor. Benzer bir şekilde Foto Forensics de fotoğraf analizi ile modifiye edilip edilmediğini ortaya çıkarıyor. Ancak internet ve sosyal medyada paylaşılan görsellerin EXIF bilgilerini silen pek çok aracın da olduğunu unutmamak gerek. 

3- Bu hesap veya site kime ait?

Facebook, Twitter, Instagram ve Youtube’da takip ettiğiniz hesaplar, gerçekten o kurum ve kişinin olmayabilir. Dolayısıyla paylaşımlarının doğruluğuna da şüphe ile yaklaşmakta fayda var. Bunun için Facebook ve Twitter’daki hesapların, “Onaylanmış/Doğrulanmış Hesap” olduğunu gösteren “mavi tık/rozet”e sahip olup olmadığına dikkat edilmeli. Bu özellik Instagram’da “doğrulanmış profil/simge”, Youtube’da ise “onaylanmış hesap rozeti” olarak karşımıza çıkıyor. WhatsApp’ta henüz yeni olan onaylanmış hesap ise “yeşil tık” olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal hesapların yanı sıra internette karşılaştığınız bir sitenin kime ait olduğunu, alan adının ne zaman ve kim tarafından oluşturulduğunu, ne zamana kadar tescil edildiğini, yer sağlayıcısını, eğer gizlenmediyse alan adı sahibinin ad-soyad, adres ve telefon bilgilerine ulaşmak mümkün. Bunun için söz konusu internet adresinin URL’sini Who.is veya BTK’nın Site Bilgileri Sorgu Sayfası olan http://internet.btk.gov.tr/sitesorgu/ adresinden sorgulatabilirsiniz.

4- Yazım ve noktalama nasıl ele veriyor?

Ülkesine ve sosyal medya mecrasına göre pek fark gözetmeyen ortak özellikleri dikkate alındığında “trolleme” amacıyla yapılan paylaşımlarda öne çıkan belirli noktalar da gözden kaçmıyor. Araştırmalara göre bu genel özellikler ise şunlar: “Acil”, “Hemen paylaşın” gibi kelimeler içeren, yazım ve noktalama kurallarına uymadığı çok açık bir şekilde görünen ve bol ünlem (!!!) işareti kullanılan paylaşımlar...

5- Havada uçuşan Bu sözler ne kadar doğru?

İnternetteki yalan haberlerle mücadele etmek için Google’ın bilgi doğrulama (Fact Check) özelliği, arama sonuçlarından çıkan ancak doğruluğundan emin olunmayan bilgiler için farklı alternatifler sunuyor. Dünyada doğruluk analizi yapan 100’den fazla organizasyon bulunuyor ve Türkiye’de ise bu işi “Doğruluk Payı” yapıyor. Her seçim döneminde olduğu gibi 24 Haziran seçimleri öncesinde de meydanlarda vaatler ve iddialar havada uçuşuyor. Vatandaşların aklındaki en doğal soru da, “Bu iddiaların ne kadarı gerçek?”. Türkiye’de bu ihtiyacı, Doğrulukpayi.com ve Teyit.org karşılamaya çalışıyor. Doğruluk Payı, ayrıca “Hükümetre” adı altında, vaatlerin gerçekleşip gerçekleşmediği de analiz ediyor. (Necdet Çalışkan / Habertürk)