Michael Dell, üzerinde soyadının kaşe gibi yazılı olduğu bilgisayarla tanınıyor ancak, son bir iki yıllık dönemde daha çok şirketin hisse performansının kötü olması ile gündeme geliyordu. Dell, sonunda kendi şirket hisselerini borsadan topladı ve inovasyon odaklı bir şirket olarak yeniden yola çıktı.

ABD’nin Teksas eyaletinin başkenti Austin’de her yıl düzenlenen Dell World etkinliğinde bu sene Michael Dell, hisselerini geri almış olmanın verdiği güven ve geçen senelerle karşılaştırıldığında rahatlık ile sahnedeydi. Bizim pek alışık olmadığımız bir biçimde kullanılan ‘özelleştirme’ terimi ile ifade edilen adım ve sonuçları en fazla konuşulan konu oldu. Bunun, Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için ayrı bir anlamı olacak.

Michael Dell, öğrencilik yıllarında Texas Üniversitesi’nde IBM PC’lerin içini açarak parçalarını incelediğinde işini kurmasını sağlayan keşfi yapmıştı: Parçalar başkaları tarafından üretiliyor ve bilgisayar parçaların maliyetinin dört katı fiyatla satılıyordu. Bunu değiştirme yaklaşımıyla, kendi başarılı iş modelinin zeminini oluşturan Dell, şimdi aynı derecede ciddi bir değişim döneminden geçiyor.

Büyüme E4 ülkelerinden  

Sahnede, özelleştirmenin gerekçesini, “Cesur adımların atılması gerekiyordu” diye açıklayan Dell, listesinin başında gelişmekte olan ülkeleri sıralıyor. Bunun basit bir nedeni var:
Gelecek 1 milyar kullanıcı buralardan gelecek. Sahneden inip görüşmemiz için P9 kodlu toplantı odasına geldiğinde, kendisine tüyosunu aldığım “E4” kodunu soruyorum. Dell’in yanıtı, “EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) bölgesinin gelişmekte olan ülkeleri. Bir sonraki büyüme dalgası onlardan gelecek” diyor.
Dell, bu dalgayı beklemek kadar yönetme konusunda da iddialı. 2014 başından itibaren gelişmekte olan ülkelerle ilgili üç dört önemli açıklama yapacaklarının tüyosunu veriyor.

Dinamizm önemli bir güç

Etkinlik boyunca ortama damgasını vuran Rock müziği, 80’li ve 90’lı yılların izlerini taşısa da bir yaşlanmayı değil dinamizmi işaret ediyor. Ultra HD monitörlere işaret eden Dell, “Bunlar HD monitörlerin dört katı çözünürlüğe sahip ve bunlara geçtiğinizde geri dönmek istemiyorsunuz” diyor. Şu anda 5 bin doların üzerinde fiyatla satılan bu monitörlerle ilgili plan, fiyatlarını 1.000 doların altına çekmek.

Dell, kendi tabletinin ekranının Apple’ın retina ekranından daha iyi olduğunu ve kendi ağ ekipmanlarının Cisco’nunkilere göre çok daha maliyet avantajlı olduğunu vurguluyor.

Yapılan her açıklamada karşılaştırmalar, o işin lideri ile karşılaştırma içeriyor. Dell’in inovasyonu konumladığı nokta bu: Bir işi, şu andaki liderinden daha iyi yapmasını sağlayacak araç. Bunu yaparken, şirket içindeki Ar-Ge’ye olduğu kadar dışarıdaki dinamik oyunculara da önem veren bir yaklaşım ortaya konuluyor.

Stratejik yatırımlar yapıyor

Dell’in girişim yatırımı kolu Dell Ventures, Dell’in kendi stratejisi ve büyüme hedefleri doğrultusunda erken dönemden büyüme dönemine kadar olan şirketlere yatırım yapıyor.
Üç ila beş yıl içinde kullanılmak üzere oluşturulan 60 milyon dolarlık Veri Depolama Fonu, şirketin yüzden fazla veri depolama oyuncusu ile ilişki kurmasını sağlarken sunulan ve önümüzdeki dönemde sunulacak ürünlerde kullanılan gelişmiş teknolojinin elde edilmesini sağlıyor. Bunu agresif sananların Dell’in yeni açıkladığı 300 milyon dolarlık Stratejik İnovasyon Girişim Fonu’na bakması gerekiyor.

Bulut, güvenlik...

Bu sefer hedefte, veri depolamanın yanı sıra bulut, güvenlik, büyük veri, gelecek nesil veri merkezi ve mobilite de var. Üstelik Dell bunları genel ilgi alanları olarak değil, odaklanma alanları olarak tanımlıyor.
Austin’de sahnede siyah takım elbise içinde konuştuğunu sandığınız Michael Dell’in ceketinin üzerindeki ince beyaz çizgileri fark etmek için yüz yüze görüşme mesafesine girmek gerekti. Dell’in bundan sonra yapacaklarını ve teknoloji dünyasını nasıl değiştireceğini anlamak için şirketi aynı mesafeden takip etmekte yarar var.
İnovasyon hakkını kullanmak için kurduğu şirketi geri alan Dell, bu ilgiyi hak ediyor. (Milliyet - Kerem Özdemir)