Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Huber Köşkü’nde yaptığı ve köşeyazarları ile internet sitesi temsilcilerinin de katıldığı bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılan gazetecilerden Aslı Aydıntaşbaş'ın Milliyet'teki haberi şöyle:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Tarabya’da mükemmel bir sadelikle dekore edilmiş Huber Köşkü’nde, sıra dışı bir gazeteci grubunu ağırlıyordu dün... Cumhurbaşkanı’nın davetlileri arasında ana akım medyadan köşe yazarları, New York Times, Economist gibi etkin yayın organlarının Türkiye temsilcileri ve tanınmış internet sitelerinin temsilcileri de vardı.

Konu aslında genel hatlarıyla internet yasası ve HSYK düzenlemesi olsa da, sohbetin özeti Cumhurbaşkanı’nın ”Amacım popülizm değil sonuç almak” cümlesiydi. Gül, yasayı onayladığı için iç ve dış kamuoyunda kendisine yönelik tepkileri ciddiye aldığını birkaç kez söyledi. Ancak, ”Her cumhurbaşkanının ayrı yöntemi vardır” diyerek aslında yasayı onaylarken iktidardan kritik maddelerde ”iyileştirme” sözü aldığını, bu mekanizmayı HSYK yasası için de kullandığını söyledi.

Yasaya yönelik eleştirilere empati yapabilen, yumuşak bir üslupla yanıt verdi. Sık sık bir zamanlar uluslararası medyada ”reformcu” diye anılan Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu ”algı” sorununa dem vurdu. İşte Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları...

‘100 BİN GÖRÜŞ BEYANI’: İnternet kanununu imzaladıktan sonra 100 bine yakın görüşünü farklı biçimde beyan edenler oldu. (Twitter’da ‘Unfollow’ edenleri kastediyor, AA) Hepsine önem veriyorum. Hem içeriyi hem de dışarıyı takip ediyorum. Faydalandığım yazılar da oluyor. Ama temelde tasarıyı olduğu gibi onayladığım doğru değil.

‘YASAKLAYAMAZSINIZ’: Uzunca süredir Türkiye’nin yumuşak gücüne vurgu yapan bir insanım. Sadece Cumhurbaşkanı değil siyasette bulunduğum süreçte de Türkiye’nin esas gücünün genç, dinamik nüfusu yanında hukukun üstünlüğü ve evrensel demokrasi olduğunu da bilen biriyim. Hükümetteyken reform süreçlerine önderlik yaptım. Türkiye’nin bu gücümüm zayıflaması değil giderek konsolide olmasını savunuyorum. Özgürlükçü politikalara inanırım. İnternet isteseniz de istemeseniz de bu ortamı hazırlıyor. Dünyayı şeffaf yapan da internettir. Buna günlük tedbirler alan ülkeler olmuştur. Ama bu ülkelerde de internet yasağını aşmaya dönük programlar, tüneller çıkmıştır.  En yasaklı ülkede bile size tünelden geçirip bilgiye ulaşabilirsiniz. Wikileaks çıktığında ABD’de de çıkıp nasıl önleyeceğiz yayılmasını diye konuştular. Ama sonunda önleyemeyeceklerini gördüler. Hangi yasayla hangi tedbiri getirirseniz getirin zaten önleyemezsiniz.

‘ESKİ YASA PROBLEMLİ’: Kanun sonrası çıkan tartışmaları takip ettiğimde bazılarının iyi niyetli olarak durumun farkında olmadıkları kanaatim oluştu. 2007’de çıkan yasa, gerektiğinde bazı siteleri tamamen yasaklayabiliyor. O yasaya göre İnternet hizmet sağlayıcıları bütün trafik bilgilerini TİB’e vermek zorunda ve 2007’de buna itiraz falan da olmamış. Üstelik özel hayatla ilgili herhangi tedbir de söz konusu değil. Ben yeni yasayı incelettiğimde, eski yasadaki bazı yanlışların devam ettiğini gördüm. Örneğin TİB başkanı istediği sayfayı kapatabilir, itirazı olan mahkemeye gitsin diyordu. Bu da problemli bir noktadaydı.

MECLİS’TE DÜZELTİYORUM: İtiraz etmenin iki yolu vardı. Biri veto; ikincisi de önemli olan bunları düzeltmek, demek. Her Cumhurbaşkanı’nın ayrı bir yöntemi vardır. Ben başından beri yasalar Meclis komisyonuna gelir gelmez onları aldırır ve hukuk komisyonumla inceletirim. Bunların büyük bölümü daha sonra genel kurulda düzeltilerek karşımıza gelir. Bazıları yasaları veto etmediğimi konuşuyor. Şimdiye kadar 6 yasayı veto etmişim. Süleyman Bey 14 yasayı veto etmiş; Sayın Sezer daha çok. Ama benim şöyle bir imkânım var: 2002’deki Ak Parti hükümetini ben kurdum. O kabinedeki bazı bakanlar hala bu kabinede. Haliyle bu ilişki bana mecliste bir çok yasayı bana gelmeden önce düzelttirme imkânı veriyor. Ben bunu çok kullandım. Kendimde o değiştirebilme imkânını, gücünü görmeseydim, farklı davranırdım.

‘VETO ETSEYDİM’: Önemli olan sonuç almak. Önüme gelen 126 maddelik bir torba yasa. İçinde engelli ve yaşlıları ilgilendiren önemli maddeler var. Baktım ki bu yasayı veto etsem şike yasasında olduğu gibi aynen geri gelme ihtimali var. Çünkü torba yasada ve seçim ortamında içinde milyonlarca insanın beklediği iyilikler de var. Bu yüzden ilgili bakanı çağırdım, bazı problemli maddelerin değişmesi lazım, dedim. Ancak yeni yasayla değişebilirdi. Daha önceki Cumhurbaşkanlarının da yaptığı bir uygulama bu. Ben sadece durumu kamuoyuyla paylaştım. Artık TİB başkanı bir şeyi kapatmak için kendisi mahkemeye gidecek; ayrıca mahkeme kararıyla bile sınırsız bilgi alınamayacak. Yeni yasa Salı günü genel kurulda görüşülecek.

HSYK’YA 15 MADDELİK YAZILI İKAZ: Bu yasa Adalet Komisyonu’na geldiği gün metnini aldırdım, hukuk büromuz çalıştı, sunum yaptılar. 12 maddede Anayasa’yla çelişen 15 nokta gördüm. Adalet Bakanı’nın çağırıp kendisine de anlattım. Yazılı olarak da bilgi notunu bakana verdim. Çıkan yasa bize 2-3 gün önce geldi. Ankara’ya dönünce önüme getirecekler, Anayasa’yla çelişen 15 maddeden kaçı düzeltildi diye bakacağım. MİT yasasını henüz incelemedim. Mevcut yasa 1983’te yapılmış, o zamandır gelmiş. Ama algı da önemli.

‘ÖNEMLİ OLAN ZİHNİYET’: Serbestlik, özgülük zaten felsefi boyutları olan tartışmalarıdır. Ama neticede gerek AB gerek Amerika’da şu noktaya varıldı ki, gerçek alemde suç olan bir şey sanal alemde de suçtur. Önemli olan özgürlükçü bakışı muhafaza etmek. Bakın bir sürü reform yasası çıktı ama hala uzun tutukluluk sorunu var. Ben bunları yeni söylemiyorum. Gazeteci arkadaşlarımız tutuklandığında da çeşitli subaylarla ilgili de bunları söylemişimdir.

‘POPÜLARİTE HESABI YOK': Biliyorum Cumhurbaşkanı yasakçılar kervanına katıldı diyenler var. Ben kişisel bir popularite hesabı ya da gelecek tasavvurlarıyla hareket etmiyorum. Cumhurbaşkanlığı makamından daha büyük bir onur olamaz. Evet, New York Times yazısını okudum. Ağır bir yazı ve önemli bir gazetenin yayın kurulu imzasıyla çıkan bir yazıyı dikkate alırım. Ama haksızlık olduğunu da söylemek isterim. Kötü niyet değil haksızlık olduğu düşüncesindeyim.

‘NEGATİF SÜREÇTEYİZ’: Genel algımızla ilgili negatif bir süreç içinde olduğumuz ortada. Ben yapılan değişiklikten tatmin oldum ama algı da çok önemli. Economist, Guardian, Le Monde’daki yazıları önemserim. Bunlar vaktiyle yaptıklarımızla ilgili ‘Reformcu Hükümet’ diye manşet attıklarında gurur duymuştum. Tr’nin yumuşak güç tarafının parlaklığının gitmesine rıza göstermem.

İLKELİ OLMAK LAZIM: Ben kendi değerlerim ve beklentilerin üzerinden değerlendiriyorum bu yasaları. Konjonktürel bir beklentim yok. Büyük bir siyasi mücadele var ve herkes belli bir rol almamı isteyebilir. Aslında be yapılabilir dendiğinde siyasi aktörler jargonlarını değiştirebilir. Çok zor da değil, karşılıklı bir hafta anlayış olsa...

‘Ukrayna’da AB kucaklayıcı olmadı’

Günlük takip ediyoruz. Olup bitenler üzücü çünkü Ukrayna’da çok derin bir bunalım yaşanıyor. Bizdeki siyasi seçim mücadelesi değil; derin bir mücadele var. Ukrayna AB ve Rusya eksenli olarak ikiye ayrıldı. Ukrayna meclisindeki iktidar muhalefet mutabakatına rağmen ortada bir kaos var. Muhalefet tarafında da tek bir lider de yok. Büyük ekonomik sıkıntılar var. Nihayetinde enerji bağımlısı bir ülke. AB’yle ekonomik anlaşma imzalamamasının da etkisi var. AB daha kucaklayıcı olsaydı farklı da olabilirdi. AB şartları zor tuttu. O yüzden Rusya’yla malum anlaşmaya yattılar. Dolayısıyla çok karmaşık, sıkıntılı bir durum.