Fatih RENÇBERLER / TEKNOLOJİGUNDEM.COM
Bilgi ve iletişim sektörü, tüm sektörlerin lokomotifi olduğu günümüzde yetişmiş, nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor. Sektörde faaliyet gösteren firmalar, samanlıkta iğne arar gibi yetişmiş kalifiye eleman arıyor. Nitelikli eleman yetiştirmenin tek yolu üniversitelerde ve teknik liselerde sektöre yönelik eğitim. Ancak teknik okullarda veya üniversitelerde verilen eğitimin içeriği yetersiz olduğundan,  mezun olanlar özel sektörün ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu nedenle şirketler işe aldığı adaylardan verim almak için onları sürekli eğitime tabi tutmak zorunda kalıyor ve zaman kaybediyor.
İş zekâsı ve iş analitiği konusundaki Türkiye’deki en büyük SAP iş ortağı olan METRIC, sektördeki bu sorunun üstesinden gelmek için METRIC Akademi'yi kurdu. 
 
METRIC’in Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, Türkiye’deki SAP pazar payının dünya ortalamasının yaklaşık 2 katı olduğunu ifade ediyor. Bunun getirdiği avantajla 2014 yılında 2 kat büyüyerek 40 kişilik ekiplerini 70 kişiye çıkaran METRIC, 2015’te daha fazla müşteri ve daha fazla kaynak ile büyüme hedefini yüksek tutuyor. Ancak Türkiye’deki eğitimli ve kalifiye insan kaynağı yetersizliğinin büyüme yolunda önemli bir engel olduğunu ifade ediyor. Gökhan Arıksoy, METRIC Akademi programlarını kendi insan kaynaklarını yetiştirmek için tasarladıklarını belirtiyor. Her yıl Yönetim Bilişim Sistemleri, Enformatik, Mühendislik, Matematik ve İstatistik gibi bölümlerden çok sayıda gence METRIC Akademi kapsamında eğitim ve iş fırsatları tanınıyor.
 
“Meslek diploması tek başına yeterli değil”
Her sene çalışan sayılarını 2 kat artırdıklarını söyleyen Gökhan Arıksoy Türkiye’de nitelikli insan kaynağı bulmanın zorluklarına vurgu yapıyor. Arıksoy “METRIC gibi bir şirketin en önemli ihtiyaçlarının başında nitelikli ve yetişmiş insan kaynağı geliyor. Biz bu ihtiyacı karşılamak için yaklaşık 2 senedir METRIC Akademi adlı bir programı uyguluyoruz. Her gün değişen teknoloji karşısında gençler de okulun, meslek diplomasının tek başına yeterli olmadığının farkındalar. En büyük sıkıntıları kendilerini nasıl geliştireceklerini bilmemeleri” diyerek bu konuda şirketlere, özel sektöre ve kamuya önemli görevler düştüğünü belirtiyor.
 
“Türkiye’deki yerel firmalar, yerel yazılımlara ve firmalara şans vermeli”
Türkiye’de yüksek teknoloji üreten bölgelerin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Gökhan Arıksoy, Türkiye’ye yatırımlar yapan, teknoloji üreten, insan kaynağı yetiştiren, istihdam yaratan şirketler için teşvik uygulamaları olması gerektiğini söylüyor: “Türkiye’de devletin yatırımcıya, özellikle yüksek teknoloji üreten kişilere karşı bakış açısında bir değişme var. Hem teknoloji bölgelerine sağlanan teşviklerin, hem de Ar-Ge projelerine sağlanan teşviklerin çok katma değerli olduğunu görüyorum. Paralelde, Türkiye’deki yerel ve yabancı firmaların da bizleri bu konuda desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.”
 
“Türkiye’den bir yazılım markası çıkmalı”
Türkiye’den bir bilişim teknolojileri markası çıkmasını istediklerini vurgulayan Gökhan Arıksoy, bunun için geçen sene TÜBİTAK ile iki Ar-Ge projesi başlattıklarını belirtiyor: “Bu sene yine TÜBİTAK’la birlikte bunların ikinci fazlarını yapacağız. Yazılım geliştirme ekibimizi daha güçlü bir hale getireceğiz ve iki katına çıkaracağız. Yani 140-150 kişilik ekibimizin yüzde 20’si tamamen Ar-Ge projeleri üzerinde çalışacak. Önümüzdeki sene bazı uluslararası müşterilerimizin yaygınlaştırma projeleri kapsamında ortak belirlenen yabancı ülkelerde faaliyetlerde bulunma planlarımız var.”
Gökhan Arıksoy “Dünyadaki en güçlü ekonomilerden biri olan Alman ekonomisinin gelir-gider dengesinde sürekli artısı vardır. Oysa biz sürekli cari açık veren bir ülkeyiz. Çünkü ithal eden bir toplumuz” diyerek Türkiye’de kaliteli yatırım yapan kurumlara verilecek desteğin ekonomiye de olumlu etkisi olacağını ifade ediyor. Arıksoy’a göre, Alman ekonomisinin güçlü olmasının en büyük nedeni global markalarının ihracat gücü.
 
Yönetim Bilişim Sistemleri, Enformatik, Mühendislik, Matematik ve İstatistik gibi bölümlerden öğrenciler başvurabilir
Aktif şekilde uygulanan ve iyi sonuçlar veren METRIC Akademi kapsamında gençlere Ar-Ge ve teknoloji eğitimleri veriliyor ve her 50 kişiden yaklaşık 10 kişi mezun olur olmaz METRIC kadrosuna katılıyor. Gökhan Arıksoy METRIC Akademi’yi şöyle anlatıyor: “Önce gençlere yönelik bir ilan açıyoruz. Tüm üniversitelerin Yönetim Bilişim Sistemleri, Enformatik, Mühendislik, Matematik ve İstatistik gibi pek çok bölümünden başvurular alıyoruz. Başvuruları topladıktan sonra, yılda iki kere öğrencilerin bize sorular sordukları bir toplantı yapıyor, yaklaşık 15-20 kişilik gruplara “METRIC kimdir ve ne yapar?“ı anlatıyoruz. Ardından mezun olmaya yakın olan kişileri METRIC Akademi programı içine katıyoruz. Programa kattığımız arkadaşlar bize bir süre danışmanlık hizmetleri sırasında eşlik ediyorlar. Müşteriye gidildiğinde  nasıl sunum yapılması gerektiği gibi  beceriler kazandıran eğitimlerin yanında ETL, SQL, Java, BusinessObjects, HANA, Sybase IQ teknolojileriyle ilgili eğitimler yapıyoruz. Bu paket programın sonunda belli bir aşamaya gelmiş olan arkadaşları mezuniyet sonrası döneme hazırlayıp mezun olduktan sonra şirket içerisinde konumlandırıyoruz. Her 20 kişilik gruptan yaklaşık 4-5 kişiyi akademi programı kapsamında bünyemize katıyoruz. Böylece mezuniyet öncesinde öğrencilerin hem teknoloji know-how’larının artmasına, hem de profesyonel hayata geçiş yapmalarına yardımcı oluyoruz.”