Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Türkiye 1 Kasım seçimlerinde yine güçlü bir hükümet çıkarırsa, Allah'ın izniyle ikinci sıçrama dönemini de yaşayacak" dedi. Türkiye için en doğru kararı sandıkta milletin vereceğini ifade eden Işık, ülkenin 13 yıldaki kazanımlarının kalıcı olmasını istediklerini dile getirdi.

"İKİ PROBLEMDEN BİRİ BÖLGEMİZDE"
Işık, ülkenin kritik bir süreçten geçtiğini söyleyerek, "Bir taraftan dünya ekonomisiyle ilgili çok ciddi endişeler var. Çin'deki yavaşlama bütün dünyayı korkutuyor. Çin'deki yavaşlama, petrol fiyatlarının da emtia fiyatlarının da hızla aşağıya gelmesine sebep oldu. Bu yavaşlama biraz daha belirginleşirse bir küresel kriz endişesi ortaya çıkar. Hala bu endişe var ama çok güçlü değil" diye konuştu.

"SİYASİ İSTİKRARIN TEMİN EDİLMESİ LAZIM"
Amerika'nın ekonomisinde de ciddi belirsizlik olduğuna dikkati çeken Işık, şunları kaydetti: "Faiz artıracak mı artırmayacak mı? Veriler bir iyi geliyor, bir çok kötü geliyor. Dünyadaki her iki problemden birisi bölgemizde. Bölgemizde 5'ten fazla ülkede devlet otoritesi, kamu düzeni yok. Böyle bir konjonktürde Türkiye'nin bütün risklere en iyi şekilde cevap verebilmesi için, bütün riskleri en iyi şekilde yönetip ülkemizin bu konjonktürden zarar görmeden kurtulabilmesi için 1 Kasım'da siyasi istikrarın mutlaka temin edilmesi lazım. Siyasi istikrarın temin edilmesine yönelik toplumda bir genel kanaat var."

Yerli imkanlarla yapılan Göktürk-2 uydusunun 2,5 günde bir Kandil'in üzerinden geçtiğini anlatan Işık, şöyle devam etti: "Şimdi hedefimiz daha gelişmiş bir uyduyu yapmak ve 2,5 günü, bir günün altına indirmek. İnsansız hava araçlarımızı daha önceden biliyorsunuz hangi ülkeden alıyorduk ama o görüntü bize gelirken başka bir yere gitmediğinden de emin değildik. Şimdi kendi insansız hava aracımızı yaptığımız için oradaki hareketlenmeyi anında görebiliyoruz. Artık terör örgütü için bir tek yol var, silahları bırakmak, gömmek. Başka hiçbir yol yok ve inşallah bunu başaracağız. Göreceksiniz, terör örgütü diz çökmek zorunda kalacak."

"ARABANIN MARKASI YERLİ OLACAK"
Türkiye'nin artık kendi tarihine, milletinin geleneğine yakışan işler yaptığını dile getiren Işık, "Çok engelleniyoruz. En son yerli otomobil tartışması. Bu ülkenin otomobil yapmasından kim sevinmez? Bu ülkede kendini bu topraklara ait hisseden herkes gurur duyar değil mi? Bu kadar büyük bir medeniyet birikimi olan ülke, kendi arabasını yapamaz mı? 'Efendim, çakma Cadillac." Allah aşkına, bu çağda gidip başka arabayı kopya edebilir misiniz? Hiç bunun mantığı var mı?" değerlendirmesinde bulundu.

Bu konuda ciddi bir çalışma yaptıklarını ifade eden Işık, şunları kaydetti: "Dedik ki önümüzde iki yol var, birinci yol her şeye sıfırdan başlayacağız bütün parçaları tek tek kendimiz yapacağız. Bir otomobilde yaklaşık 5 bin parça var. Bu en az 3 yıl, ortalama 5 yıl, en az 1 milyar dolar. Bu bir de Amerika'yı tekrar keşfetmek. İkinci yol, daha önce bu işi yapmış, güçlü bir firmayla iş birliği. Bütün dünyada bu yapılıyor. Bugün gördüğünüz bütün büyük firmalar başlangıçta böyle başladı. SAAB çok kaliteli bir arabadır şu anda da seri üretimi yok, bizim için de büyük bir avantaj. Onun bütün fikri mülkiyet haklarını satın aldık. Şimdi birlikte geliştireceğiz TÜBİTAK liderliğinde inşallah."

Görülen prototiplerin "daha işin A'sı olduğunu" belirten Işık, "Bir, arabanın markası yerli olacak, Türk markası olacak. İki, arabanın bütün fikri mülkiyeti hakları Türkiye'de olacak. Üç, arabanın parçalarının en az yüzde 85'i Türkiye'de üretilecek. Dört, bu sayede Türkiye otomobil teknolojisini geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke olacak" bilgisini verdi.

Işık, "Ben buna, 'yerli araba' demeyeceğim de ne diyeceğim? Bu araba yerlidir ama birileri fena halde rahatsız oldu. Bunlar rahmetli Nuri Demirağ'ın, Vecihi Hürkuş'un uçak serüveninden de rahatsız olmuşlardı. Rahmetli Demirağ'ı batırmak için ne yaptıklarını, hangi dolapları çevirdiklerini tarih kitapları yazıyor. 1961'de 'Devrim' otomobilinin başına neler getirdiklerini kitaplar yazıyor. Aynı zihniyet bugün yerli otomobile de karşı çıkıyor" görüşünü paylaştı.

Gençlerin yerli otomobil için 'Cadillac'a benziyor' dediğini söyleyen Işık, "Çok hoşuma gitti. Gençlerin eleştirilerine gerçekten çok büyük değer veriyorum. Onların eleştirileri bize yol gösterecektir. Art niyetle yapılan eleştirilere değer vermiyoruz. İyi niyetli eleştiri yap, deki 'Şunu yanlış yaptın, şunu doğru yap. Şunu şöyle yapma, böyle yap.' Ama 'Türk aklı araba yapamaz' dersen işte o zaman ben de sana derim ki sen bu vatanın, bu toprağın insanı değilsin" diye konuştu.