Fransız patron Gauthier Toutlemonde, uzaktan çalışmanın etkinliğini ölçmek (ve bu arada bir çocukluk rüyasını gerçekleştirmek) için Endonezya açıklarında bir ıssız adada, tek başına 40 gün geçirdi.

Hürriyet Kampüs'teki habere göre, Gauthier Toutlemonde, Kuzey Fransa’da, Saint-André-lez-Lille’de yaşayan bir işadamı. 10 kişi çalıştıran ve aylık bir pulculuk dergisi yayımlayan bir şirketin sahibi. Toutlemonde, uzaktan çalışmanın ne kadar mümkün ve etkili olduğunu ölçmek ve bu arada bir çocukluk rüyasını gerçekleştirmek (yani Robinson Crusoe gibi bir ıssız adada yaşamak) için böyle bir maceraya atılmış.

ISSIZ ADADA 40 GÜN

Kendine ilk Web-Robinson diyen Toutlemonde, Endonezya açıklarında, en yakın köye tekneyle 5 saat mesafede, 500 metreye 200 metre büyüklüğünde bir ıssız adada tek başına 40 gün geçirdi.

Kendi yaptığı kulübede, yağmur suyunu biriktirerek, balık tutarak ve avlanarak hayatta kalmaya çalışan Toutlemonde, öte yandan bir bilgisayar, bir tablet ve enerjisini güneş panolarından alan iki satelit telefonla her an şirketiyle bağlantı halinde kaldı.

MESAİ 8 SAAT

Yılanlardan, farelerden ve varanlardan çok korktuğunu, tropikal yağmurlardan bezdiğini, aç kalıp 10 kilo verdiğini söyleyen Web-Robinson en büyük kabusunun iletişimin kesilmesi olduğunu söylüyor: “İletişimi asgariye indirdim. Aşırı pahalı olduğu için telefon yerine e-posta ile yazışmayı tercih ettim. Kendime günde 20 avroluk (55 TL) internet kullanım limiti koymuştum” diyor.

Avlanmak için sabah 5’te kalkan, günde en az 8 saat bilgisayar ve telefon başında çalışan Toutlemonde, uzaktan yönetimiyle dergiyi sorunsuz ve aynı kalitede çıkarabildiklerini söylüyor. Ancak yeni iletişim teknolojileri uzaktan işini yapması için yeterli olsa da, 40 gün boyunca insanlarla yüzyüze teması çok özlediğini söylüyor.

Toutlemonde bu maceradan aldığı dersi şöyle özetliyor: “Yeterli teknolojik imkana sahip olmak şartıyla, hiç büroya gitmeden, dünyanın öbür ucundan işini yürütmek mümkün. Bunu ispat ettim. Ancak gördüm ki, bir şirketin iyi işlemesi için insani temasın yerini hiçbir şey tutamaz.”