Teknoloji Gündem

MWC 2015'in ardından özel izlenimler

IOT - CONNECTİNG EVERYTHİNG ÇILGINLIĞI…

Internetin hayatımıza girmesinin ardından, belirli evrimlerine tanık olduk. İlk başlarda, arama motorları aracılığıyla, bilgiye kolay erişim ve e-postalara ulaşma odağında başlayan kullanımımız, zamanla e-ticaret uygulamalarına, sosyal ağlara ve mobilden tüm bu kullanımlara erişimimize olanak verecek şekilde evrildi. Son olarak da nesnelerin interneti olarak tanımlanan tüm cihazların birbirine ve internete bağlanabilir olması dönemini yaşıyoruz. Uzun yıllar “machine to machine communication” (makinalar arası iletişim - m2m) uygulamaları ile yavaş yavaş altyapısı hazırlanan IoT uygulamalarının bundan sonra hızla günlük hayatımıza gireceği, Kongre’de yer alan operator ve firmaların hemen hemen hepsinin standlarında IoT uygulamalarına yönelik servislerini tanıtmalarından açıkça anlaşılıyordu. İnternete bağlanarak, “akıl kazanan” araba, bisiklet ve ev eşyalarından sonra, şimdi de akıllı şehir planlamalarına başlanmış durumda. Özellikle evimizdeki elektronik cihazların internete bağlanması son kullanıcılara kullanım kolaylığı, hız ve konfor kazandıracak gibi görünüyor IoT’nin sağladığı değişime yönelik en güzel benzetmeyi 2 yıl önceki MWC’de Ericsson CEO’su şu şekilde yapmıştı:

“Eğer iki insan birbirine bağlanırsa, hayatları değişir; eğer her şey birbirine bağlanırsa dünya değişir.” (If two people get connected their life changes, if everything connects, the life changes.)

   

 

IoT ile birlikte “big data” (büyük veri) kavramı da ön plana çıkıyor. Geniş kullanıcı kitlesine sahip kurum ya da uygulamaların, kullanıcılarının davranışlarını takip edip, anlamlandırmaları sonucunda, müşterileri ile daha yakın ve kişiselleştirilmiş bir iletişim sağlamaları; bu şekilde de müşterilerinin gözünde vazgeçilmez olmak adına önemli mesafe kaydetmeleri mümkün oluyor.

Özellikle big data üzerinden oldukça farklı katma değerli uygulamalar geliştirilmesi de mümkün olduğundan dolayı, büyük veriye sahip olan firmalar açısından da pek çok fırsat ortaya çıkıyor. Örneğin, Türkiye’deki BiTaksi ya da dünyadaki Uber örneklerinden yola çıkacak olursak, kongrede bu firmaların yararlanabilecekleri pek çok yeni servis tanıtıldı. Dünyanın en büyük SIM kart üreticilerinden olan Gemalto, 5.000 taksi ile 8 milyonluk bir şehrin “network qulity”sini (çekim kalitesini) ölçümleyebileceğini standındaki simülasyon ile sergiledi. Öte yandan, Sony standında Japonya’da yapılan bir çalışmada yine taksi şoförlerinin uygulamaları ile yolların bozukluğunu raporlayarak belediyelere bildirdikleri uygulama tanıtıldı.

Bunların dışında, son kullanıcıların uygulamalarına giren SDK lar ile de kullanıcının cihazında yüklediği ve kullandığı uygulamalar takip edilip, bu doğrultuda müşterinin daha yakından tanınması, profilinin çıkarılması amaçlanıyor. Beacon uygulamalarının bu yıl geçen yıla nazaran düşüşte olduğu görüldü. Beacon ile gerçekleştirilebilen çözümlerin “must have” (mutlaka olması gerekenin) aksine “nice to have” (olsa iyi olur) olduğu; yeterli çoğunlukta Beacon altyapısı olmadan, bu cihazlar üzerinden uygulama geliştirmenin anlam ifade etmeyeceği konuşuldu.

Başa Dön