TÜRK E-TİCARETİNDEKİ GELİŞMEYİ, KENDİ HİKAYEMİ YAZIYORUM, YARISI BİTTİ

-Bu kadar koşuşturmanın dışında neler yaparsınız? Kendinize hiç vakit ayırabiliyor musunuz?

Sina Afra: Aslında çok fazla boş vaktim kalmıyor. Biliyorsunuz 17 tane takip etmem gereken şirket var. Mail veya internet üzerinden onları takip ediyorum.  Bu da bayağı vaktimi alıyor. Artı bu kurulan enerji işi ve yayıncılık işi vs. doğal olarak zaman akıp gidiyor hızlı bir şekilde.

Bunların dışında 120 sayfasını bitirdiğim ve bir o kadar daha sayfasının kaldığı bir kitap yazıyorum. Kitabın konusu, 2006 yılından beri Türk e-ticaretinde ki gelişmeyi ve kendi hikayemi beraber anlatıyorum. Markafoni’nin nasıl kurulduğundan, büyük yatırımcıların Türkiye’ye nasıl geldiğine kadar her şey var. Benim hayatımda önemli rol oynayan gittigidiyorun satılması, Markafoni’nin satılması. Ama genelde e-ticaret gelişmesiyle alakalı.

Bunun dışında kendi bloğumda makale yazmaya çalışıyorum. Fenerbahçe’nin maçlarına gitmeye çalışıyorum.Benim baba diplomattı ve ben dünyanın her yerinde büyüdüm. Ama hiçbir zaman Türkiye’de büyümedim. Okul hayatım hep farklı ülkelerde geçti. Benim normal kariyerim şuydu; memur çocuğu olunca, iyi bir okula git, lisan öğren, sonra sağlam bir yere gir çalış.

Bu arada üç çocuğum var. Onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. En büyüğünün yaşı 16, en küçüğü henüz bebek. Hepsiyle değişik sohbetlerim var. Mesela 9 yaşındakiyle roket maketi yapıyorum. 16 yaşındakiyle başka şeyler yapıyorum. Beni hayata bağlıyorlar diyebilirim. Hele hele değişik yaşlar oldu mu aralarındaki dinamikler de güzel oluyor.