Teknoloji Gündem

Süper teknolojinin patronu Nevada’lı Türk

HERŞEY SÜREKLİ DEĞİŞİYOR, BANKACILIK DA TAMAMEN DEĞİŞECEK

-Peki, neler getirdiniz Türkiye’ye?

İsmail Onat: Açıkçası daha pek bir şey getirmedik. Biz sadece Türkiye’de iş yapmıyoruz, bizim de vakit ayırmamız problem. Özellikle benim sadece buraya yoğunlaşmam mümkün değil çünkü biz Amerika’da iş yapıyoruz. Sözleşmeli projeler geliyor. Biz biraz da AR-GE şirketi değil de teknoloji geliştirme ve ticarete açılım gibi bir firmayız.  10’a yakın üniversite ve birçok laboratuvar ile çalışıyoruz. Çok farklı alanlarda sözleşmeli elemanlarımız var.  Projeye göre ekibi topluyoruz; başlıyoruz.  Proje 1 ya da 2 yıl en fazla da 3 yıl sürüyor. Ancak AR-GE’nin araştırma tarafı bitmiş geliştirme tarafı kalıyor. Durum böyle olunca biz 10 yıl sonra ne olacağını biliyoruz. Bazen girişim hevesleri duyuyorum ama aslında bu 5 yıl sonra kalmayacak. Acaba söylesem mi söylemese mi diye tereddüt ediyorum.  Her şey sürekli değişiyor ve bankacılık tamamen değişecek.

İlker Tunca Meriç:  Şu anda mesela 6 yaşında ilkokula başlayan jenarasyon ileride gazetenin ne olduğunu bilmeyecek.

İsmail Onat: Size bir örnek vereyim; Türkiye’nin kırsal bir bölgesinde bundan 10 yıl sonra veya dünyanın her hangi bir bölgesinde,  bir bakkala, markete gittiğinizde fiyatı artık kasadan değil, başka bir ekrandan sizin telefonunuza gönderecek, siz de ‘OK’ tuşuna basıp ödemenizi yapabileceksiniz. Bankalar ve Telekom bu şekilde değişecek. Bir de bu, sadece bankanın yapabileceği bir şey değil. Bu tamamen bir ekip işi…

İlker Tunca Meriç: Mesela bankaların yaptığı sanal cüzdanları, teknoloji fuarlarında anlatıyoruz. Henüz burada anlaşılmıyor ama Amerika’da bu sistem kullanılıyor. Hala firmalar ‘Sanal pos alayım, bankalarla iletişime geçeyim’ diyorlar. Amerika’da sanal pos var mı? Evet var ama Google’ın Paypal gibi aplikasyonları var ve bunların kullanım oranı çok yüksek. Biz 1970 jenerasyonu olarak siyah- beyaz televizyonla büyüdük, renkli televizyona geçtik, Boğaz Köprüsü’nü gördük.  Şu anda ise internette gazete okuyup, alışveriş yapıyoruz. 1970’den 2000’li yıllara kadar olan 30 yıllık sürede Türkiye yeni teknolojiyi çok iyi aldı. Amerika’da ki teknolojileri de çok rahat bir şekilde alabilecek bir potansiyeli var Türkiye’nin. Bir Türk olarak biz de TGBCA olarak yardımcı olmak istiyoruz.

Başa Dön