BİZİM YAPTIĞIMIZ SENSÖRLERİ ŞU AN DÜNYADA KİMSE YAPAMAZ

-Şu an durum nedir?

İsmail Onat: TÜBİTAK bizim sensörle ilgili çalışıyor. Kızılötesi ultraviyole ile ilgili ortak bir çalışma var. Alt yapı çok önemli.  Direkt bu teknolojileri buraya getirmemiz Telekom şirketleri ile de ilgili. Alınıp verilmesi noktasında bir problem ‘yaşanır mı yaşanmaz mı?’ bu önemli. Fiberoptik hatlar olması lazım. En büyük problemlerden bir tanesi, detayı topluyoruz, sürekli fotoğraf çekiyoruz makine kısmıyla ama bunu ne kadar hızla aşağıya gönderebiliyoruz, bu çok önemli. Bir taraftan alırken diğer taraftan da vermesi lazım. Mesela yangın kontrol çalışmamız var Nevada’da.  Kuzey Nevada özellikle çok müsait.  Bir sensör geliştirdik, yukarı çıkıyor, 6 dakika içinde gönderiyorsunuz ve haberi ulaştırıyor. Mesela bir duman varsa, ateşin içine helikopter giremez.  Bu yangın hangi tarafa doğru, ne hızla gidiyor, ne kadar dakika veya saat sonra nereye ulaşacak, nerede bizim araya girip bunu durdurmamız lazım, bütün bunları matematiksel hesaplarla çıkartıyorsunuz.  Can kayıplarını engelliyorsunuz.  Diyelim ki bir deprem oldu, enkaz üstüne gönderiyoruz, nerede hayat var hala bulabiliyorsunuz. Buradaki gibi ‘toplamaya başlayalım da üç gün sonra kim çıkacak?’ gibi bir şey yok. Devlet mutlaka destek vermeli ve teşvik etmeli.  Şirketler, TÜBİTAK veya üniversiteler projeye ortak olabilirler.
Öyle iddialıyız ki, bizim yaptığımız sensörleri şu anda dünyada kimse yapamıyor, yapamaz ve yapamayacak da…

-TÜBİTAK mesela, bunu bilmiyor mu?

İsmail Onat: Hayır, bilmiyor! Biz Amerikan firmasıyız, bu teknolojinin en az  yüzde 51’ine bizim sahip olmamız şart Amerikan yasalarına göre. Diyelim ki ben 5 milyon dolarlık bir yatırım yaptım. Adam bana gelip, ‘Ben sana 100 milyon dolar veriyorum’ dese yapamam.  Ancak şöyle bir şey önerebilirim, “Siz bunun yüzde 49’una ortak olun araya üniversite ya da vakıf gibi bir kurumu sokalım ve biz bunu burada geliştirirken aynı know how’ı transfer edelim,  aynı anda siz de burada yapmaya başlayın ve ben bunu başka hiçbir ülkeyle paylaşmayayım”.  Türkiye ne olur biliyor musunuz? Canon , Nikon firmalarını tanıyorsunuz, Türkiye insansız hava araçlarında dünyanın en iyi birkaç ülkesinden biri olur. Bu pazarın önümüzdeki 10 yıl içindeki market değeri ise 1 trilyon dolar. Bunun yüzde 20 ya da yüzde 30’unu Türkiye alabilir.