Teknoloji Gündem

Gurbetteki Türk işadamının sensör mucizesi

AMERİKAN YASALARINA GÖRE ORTAKLIK YÜZDE 50-50 OLMUYOR

-O zaman bunun yapılabilmesi için bir üniversite, vakıf veya şirket ayağının olması gerekli…

İlker Tunca Meriç: Hayır, kamu veya üniversite olması bir zaruret değil ama bazı şeylerin olması için kolaylık sağlayabilir. Özel şirketler de bu işi tek başlarına yapabilirler.

İsmail Onat: Bu işte iki şirketin payı olabilir ya da üç beş şirket birleşir yüzde 49’una yatırım yapabilir. Amerikan yasalarına göre yüzde 50 yüzde 50 olmuyor, şirket yüzde 49’da kalmak zorunda. Üniversiteleri ısrarla söylememin nedeni ise eğer yeni bir teknoloji geliştiriyorsanız, sizin onun üretimini sağlayacak beyin gücüne ihtiyacınız var.  Eğer büyümeye açık bir şey ile uğraşıyorsanız belki imalat Amerika’da başlayacak ama 3, 4 yıl sonra buraya geçecek. İşte 4 yıl sonra onu burada yapacak bir beyin gücünüzün olması lazım. Üniversiteler burada devreye giriyor.  Ayrıca üniversitelere ana bir teknoloji getirdiğiniz zaman onun etrafında irili ufaklı o kadar çok şey var ki, onları da yetiştirmeye başlayacak. Hem üniversite çok önemli bir hale gelip kazanacak hem de dünya çapında uluslararası bir eğitim kurumu olacak.  Şirket, ‘Ben buna sahibim ama yaptıramıyorum’ dediğinde kime yaptıracak? Kimseye yaptıramazsınız! Bu bir bilgi birikimi işi…

İlker Tunca Meriç: İSO 1000’deki şirketlerin 10 tanesinde AR-GE laboratuvarı var mı kısmına dönersek, üniversitelerimizin yüzde kaçında AR GE laboratuvarı var? Türkiye ‘de bir üniversite de öyle bir mantık olması gerekir ki döner sermayesi sadece Teknopark’tan gelen gelirle hocaları sübvanse etmeyecek, laboratuvar da sübvanse edecek.  Oradaki profesyoneller o laboratuvarda çalışmak, AR-GE yapmak için birbirleriyle yarışmaya başlayacaklar. Üniversitelerin AR-GE’yi teşvik etmesi lazım.

İsmail Onat: Amerika’da özel şirketler üniversite laboratuvarlarına destek olup, proje getirirler. Öğrencisinden profesörüne kadar hemen bir ekip kurulur.  O konunun uzmanı profesör, ekibi yönlendirir, çalışmayı yaparlar, teslim ederler. Türkiye’de bunu yavaş yavaş görmeye başlayıp anlamaya çalışıyorlar. Türkiye’de çekmecelerde bekleyen de çok şey var. Mesela İTÜ çok ciddi çalışmalar yapıyor. İTÜ’nün atmosfer bilimiyle ilgili de çok güzel çalışmaları var. Amerika ile ortaklık projeleri var. Ama topluma ne kadar açılıyor? Bütün bunların tamamen uygulama amaçlı olması lazım. Sen bir projede çalışıyorsan o laboratuvar kurulacak, özel şirket destekleyecek ama ilgili devlet kurumu da teşvik etmek zorunda. Tabi eğer devlet bir inovasyon istiyorsa.  Ancak Amerika’yı ya da dünyayı tekrar keşfetmenin bir anlamı da yok çünkü her şey keşfedilmiş. Biz de diyoruz ki gelin kardeşim ortak olalım sizin 10 senede getireceğiniz teknolojiyi biz bir senede getirelim. Niye sıfırdan yapmaya uğraşıyorsun ayrıca yaptığın zaman ne kadar gerisinde olacaksın acaba!

 

Başa Dön